4 Haziran 2015 Perşembe

Seçime Gölge Düşmesin!...

Son dönemlerdeki siyaset dilinin, Türkiye’nin sosyal ve toplumsal dokusunda hissedilir derecede kutuplaşmalara ve kamplaşmalara sebebiyet verdiğini defaatle dile getirdik. 30 Mart’taki yerel seçimlerde net olarak görülen bu kamplaşma, genel seçim çalışmalarında daha da derinleşmiştir.

Siyasi partiler seçimin son düzlüğe girdikleri bugünlerde,  kimi siyasi parti yandaşlarının şiddetine tanık oluyoruz.  Çoğu sözlü sataşma şeklinde olan ve geçiştirilen bu tartışmalar, kimi yerlerde sopalı ve silahlı kavgalara dönüştü.  Seçimden ziyade savaş meydanlarını andıran olaylarda maalesef yine masum insanlar yaşamını kaybetti.

Geçtiğimiz hafta içerisinde Şırnak’ın İdil ilçesi Kuzluca köyüne, seçim çalışması için giden HDP’li grup, köyde milletvekili adayları posterleri ile parti bayraklarını asmak istemesi üzerine, Hüda-Par üyesi köy sakinleriyle aralarında yaşanan tartışma sonucunda, HDP’li grup içerisindeki bir kişinin silahla karşılık vermesi sonrası yaralanan Muhammet Şerif Şimşek ile Abdulcelil Talayhan kaldırıldıkları Nusaybin Devlet Hastenesi’nde hayatlarını kaybettiler. Saldırıları lanetliyor, silah gölgesinde siyaset yapmaya çalışmanın acizlik ve basiretsizlik olduğunu belirtmek istiyorum.

Hatırlanacağı üzere, IŞİD’in Kobani’ye saldırması sonucu 6 Ekim 2014 tarihinde KCK’nın yapmış olduğu  “serhildan/isyan” çağrısına, HDP’li yöneticilerin de destek veren açıklamaları sonrası başlayan olaylarda dükkânlar yağmalanmış, kamu binaları yakılmış ve yıkılmış; onlarca masum sivil vatandaş hayatını kaybetmişti. Arkadaşlarıyla birlikte kurban eti dağıtırken vahşi bir şekilde öldürülen 16 yaşındaki Yasin Börü’nün fotoğrafları hafızalardaki tazeliğini hâlâ korumaktadır.  

Bölgede uzun yıllardan beri aralarında husumet olduğu bilinen Hüda-Par ve HDP tabanları arasında yaşanacak yeni bir çatışma, bölge için acı, kan ve gözyaşından başka bir şey olmayacaktır. Bu sebeple, başta HDP olmak üzere kendileri için demokrasi talep edenler, samimiyetlerini seçim çalışmalarını sürdüren diğer partilere tahammül ederek göstermelidirler. Bölgede kendileri gibi düşünmeyen Kürtlere hayat hakkı tanımayan ve elinde silahı bir tehdit unsuru olarak bulunduran PKK, bölge için olduğu kadar, Türkiye’nin iç barışı ve huzuru için de en büyük tehdittir.

Bu saldırı ve cinayetler,  Türkiye partisi olma iddiasındaki HDP’nin hazımsızlığının göstergesi olmakla birlikte, seçime bağımsız adaylarla giren ve bölgede milletvekili çıkarması muhtemel Hüda-Par'ı engelleme amaçlıdır.  KCK-PKK gölgesinde siyaset yapan bazı HDP mensuplarının, bölge insanını ötekileştiren ve tehdit eden ve söylemlerinden bir an önce vazgeçmeleri gerekmektedir.

Bir başka saldırı olayı ise Samsun’da yaşandı. Cumhuriyet Meydanı’nda HDP’nin düzenlenmek istediği miting alanına girmek isteyen  “Burası Samsun, buradan çıkış yok” diye slogan atan gruba izin vermeyen ve zamanında müdahalede bulunan güvenlik güçleri, bir facianın yaşanmasına da engel olmuştur. Her ne saikle olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti yasalarına göre meşru olan bir partinin mitingini hedef alan bir saldırı, devlete yapılmış bir saldırıdır. Devletçe meşru olan bir siyasi partiyi gayrı meşru olarak görmek, devletin meşruiyetine gölge düşürmek değil midir?

HDP, kendilerine yönelik saldırılar karşısında takındığı tavrı, HDP’lilerce Doğu ve Güneydoğu’da kendilerinden farklı düşünen insanlara (ister Kürt, ister Türk…) yönelik yapılan saldırılara da göstermelidir.

Hangi siyasi partiye yapılmış olursa olsun, bu ve benzeri tüm saldırıları şiddetle kınıyorum. Beğenir veya beğenmezsiniz, meşru olarak seçimlere giren tüm partilere saygılı olmak zorundayız. Sorumluluk sahibi olmaları gereken siyasi parti temsilcilerinin ölçüsüz söylemleri,  seçim meydanlarının bu hale gelmesine neden olmuştur. Her vatandaşın bir oyu vardır ve vatandaşın istediği partiye oy verebilmesi, demokrasinin gereğidir.

7 Haziran Milletvekili Genel Seçimi’nin ayrışma ve kutuplaşma değil, ülkemize birlik ve huzur getirmesini, milletimiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

Huzurla kalın efendim… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder