30 Kasım 2021 Salı

Yıkık Duvar!..


Düşlerim hayat buluyorken gölgende,
Özlem kokan yüzlerce kelimede kayboldum.
Lâl olmuş yüreğim can verirken ellerinde,
Kaleminden dökülen ayrılık şiiri oldum.

Bir yetim rüzgârın soğuk bakışlarında,
Karanlık kucaklıyor öksüz hayallerimi.
Toprak yine bir ölümün yakarışında,
Ağlarken için için, âmin diyor yine sessizlik.


Gözlerim dalıyor, siyahlar simsiyaha.
Islansın yine ruhum, ağlayayım bir daha.
Yâr’i sevmenin adabı, çilenin keyfiyeti,
Sarılmışım çileme, dönmem artık bir daha.

Çözülmemiş düğümler düşüyor gökten,
Aklı yalanlayan kalbime sağanak sağanak.
Neden diyor, neden mehtap yok ki bu gece?
Neden bir kelimede kilitlendi ki her hece?

Hazan mevsiminde yine üzülmek mi var?
Acıyla gözlerimden dökülüyor gözyaşı.
Zerresi paslı kapı, çınarı yıkık duvar,
Emziriyor üveyce tebessüm adlı ilacı.

Memdoğlu…

10 Kasım 2021 Çarşamba

Gül-i Hamrâ!..

Biliyor musun gül-i hamrâ?!.
Yüreğime ışık olan o efsuni bakışların yoktu ama!..
Odama sinmişti yine gül kokun.
Perdede asılı kalmış, huzur veren tebessümün...
Kapı eşiğinde, virdindeydi sükûtun...

Bilirim gül-i hamrâ!..
Diyar diyar gezip aranılana vefa,
Özlemi ve hasreti çekilene sevda,
Engin bir gönülde “yok” olana âşık derler.
Maşuk için goncagüldür madde üstü gönüller.
Bilirim, gönlü engin olanın sevdası derin,
Vefası temiz olanın aşkı "hiç" olurmuş.

Bilir misin gül-i hamrâ?!.
Yüreğimdeki sancı kaçıncı hasadın arifesinde?
Ömür ki!..
Yaşanmamış baharın keşkeleriyle,
Akıp giden zamanın dönen dairesinde…

Bilirim gül-i hamrâ!..
Mevsimler geçse de...
Bir hüznün kıyısında buluşur elbet yarım kalmış hayaller.
Düş'te kalmak da var,
"Ömrüm" dediğin bir sabaha uyanmak da...
Ömür ki!..
"An" kadar yakın, "dem" kadar uzak...
Ömür ki!..
Hep seni sevecek,  hep seni bekleyecek...

Memdoğlu…