5 Ekim 2017 Perşembe

Derdim!...

Ah derdim! 
Ahh, derdim!
Kim derdi ki gül'e derdin?
Yarama tuz basmayın!
Derdim(i) bir tek, Yâr'a derdim...


Her insanın var bir derdi...
Kiminin gam, kiminin gam-sız derdi.
Yüreğimin ne dağlara, ne de okyanuslara derdi...
Derdini, sadece kelimelere yüklerdi...


Gül derdim!
Hiç olmazsa gül, derdim!...
Derdimin dermanı, gül derdim...
Yâr bana: "Gül bahçesinde, gül" derdi...
"Gül bahçesine girince,
Sadece gülü der", derdi...
Yârim: “Derdin nedir?” derdi…
Ama derdimi de bilirdi!..
Ve “gül, derdini söyle(ye)mez ki” derdi?...
Çünkü "gülün bülbüle, bülbülün güle” derdi…

Peki derdi olan neylesin, derdim?
"Dert ne kadar büyük olursa olsun,
O derdi verenden büyük değildir” derdi…
Meğerse “dertsiz aşk”, “aşksız dert”,  olmazmış…
Ben derdimi seviyorum...
O da bizi sever mi? 
Derdim…

Memdoğlu…