15 Eylül 2014 Pazartesi

KIŞANAK NE YAPIYOR?

30 Mart seçimleri öncesinde, seçimlerden sonra demokratik özerkliği ilan edeceğini söyleyen kimi BDP temsilcileri şimdi de “Çözüm Süreci”ni tehlikeye düşürebilecek açıklamalarıyla gündeme gelmeye başladılar. Önce Diyarbakır Belediye Başkanlığı’na seçilen Gülten Kışanak, ardından Demir Çelik.

Gülten Kışanak, geçtiğimiz günlerde, Al Jazeera Türk’e yaptığı açıklamada;”Bölgede çıkan petrolden kesinlikle pay istiyoruz. Yereldeki tüm enerji kaynaklarından, yer altı, yer üstü zenginliklerinden, ekonomik varlıklardan yerelin pay alması lazım… Petrol ekonominin ana dinamosudur ama oraya enerji gidiyor, bize kirliliği kalıyor. Elektrik gidiyor borç kalıyor; petrol gidiyor, sularımız kirleniyor. Bunu ne Allah kabul eder, ne kul kabul eder, ne demokrasi kabul eder. Kaynaklarını ver, ben götüreyim, ne kadar ağır faturası varsa kalsın, bunu kimse kabul etmez.”  diyerek, yeni bir tartışmanın ve bölünüyoruz paranoyası ile yatıp kalkanların âdeta sözcülüğüne soyunmuştur.

Böyle bir açıklama, sorumsuzca yapılmış, şov amaçlı, kendi başarısızlığını örtmek için Kandil’e gönderilmiş bir mesajdır.

Kışanak’ın bu açıklamasından sonra BDP’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eşbaşkanı ve Muş Milletvekili Demir Çelik; “Yer altı ve yer üstü zenginliklerinden asgari yüzde 20’lere tekabül eden bir payın bölgeye aktarılması gerekir. Geriye dönüşümü sağlıkta, eğitimde ya da yer altı ve üstü hizmetlerde kullanıma aktarmalıdır. Eğitimde sağlıkta, yer altı yer üstü hizmetlerin edinilmesi amacıyla bölgeye aktarılmalıdır.”  diyerek, başta petrol ve enerji olmak üzere yer altı ve yer üstü kaynaklarından belediyeler için yüzde 20 oranında pay istediklerini belirtti.

Gazeteci Gülay Göktürk, Kışanak’a yönelik tepkisini; “Gültan Kışanak ne yapmaya çalışıyor, anlamıyorum. Türk milliyetçilerini azdırıp çözüm sürecini sekteye uğratmak mı; yoksa çözüm sürecinden baştan beri memnun olmayan şahin PKK’lıların gazını almak mı? Yoksa yeni yerleştiği koltukta biraz hava basmak mı?” diyerek dile getiriyor.

Siyasi parti temsilcilerinin zaman zaman buna benzer amaçsız ve ölçüsüz açıklamalar yaptıklarına kamuoyu şahit olmuştur.

Gülten Kışanak’ın böyle bir açıklama yapmasının arkasında, kendi seçim başarısızlığını perdelemek vardır. Son seçim sonuçlarına bakıldığında BDP’nin Diyarbakır’daki oy oranında  %10 gibi ciddi bir düşüşün olduğu görülmektedir. Kışanak, BDP’nin şahin kanadı ile Kandil’den gelen tepkileri hafifletmek için böyle bir açıklamaya ihtiyaç duymuştur.

Kışanak, nefreti körükleyecek bu tür söylemleri yerine,  Diyarbakır halkını kaçak elektrik kullanmamaya, vergilerini düzenli olarak ödemeye davet etsin, daha hayırlı bir iş yapmış olur.

Türkiye’deki vergi gelirlerine göre bir pay dağıtımı söz konusu olsa, başkanı olduğu Diyarbakır nerede kalır? Kışanak bunun hesabını yaptı mı? Yapmadıysa kendisine bunu hatırlatalım.

Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı verilere göre, Ocak-Ekim dönemindeki 323 milyar 904 milyon 963 bin liralık vergi gelirleri tahakkukunun 266 milyar 840 bin lirasının tahsil edildiği görülmektedir.

Her zaman olduğu gibi, bu gelirdeki aslan payı yine İstanbul’a ait.  266 milyar lirayı aşan vergi tahsilâtının 115 milyar 962 milyon lirası İstanbul’dan. Yani, vergi tahsilâtlarında İstanbul tek başına yüzde 45′lik katkıda bulunmuş vaziyette.

Ankara’dan 35 milyar 825 milyon, Kocaeli’nden 33 milyar 413 milyon ve İzmir’den de 29 milyar 509 milyon liralık gelir vergisi tahsilatı yapılmış.

İstanbul, Ankara, Kocaeli ve İzmir’in toplam vergi gelirleri içindeki payı %80,63.Bu dört ilimiz böylesine büyük bir ağırlığa sahip.

2013 yılı ilk çeyreği itibariyle bütçe açığı sıralamasında en fazla açığı Diyarbakır verdi. 2013’ün ilk çeyreğinde Diyarbakır’ın bütçe gelirleri 289.8 milyon TL, bütçe gideri 953.8 milyon TL olurken, bütçe açığı ise 664 milyon TL düzeyinde gerçekleşti. Bu veriler göz önündeyken, G. Kışanak’ın “petrolden pay istiyoruz” açıklamasının, muhtemelen Kandil’deki KCK yönetimine vereceği özeleştiri sonucunda, hakkında verilecek kararı etkilemeye yönelik olduğu söyleyebiliriz.

G. Kışanak, bu tür provokatif ifadeler yerine, Diyarbakır’a vaat ettiği hizmetleri yerine getirsin.

G. Kışanak, Türkiye’yi bölmek isteyenlere malzeme olabilecek açıklamalar yerine, Diyarbakır’ın birikmiş belediyecilik sorunlarıyla ilgilensin.

G. Kışanak, büyük söz yutacağına,  birlik ve beraberlik ile kardeşliği hedefleyen mesajlar versin.

Bugün BDP içerisindeki ırkçı ve Kürtçü cenah ile Türkiye’deki ırkçı Türkçü kesim,  birbirlerinden beslenen iki aşırı uçturlar. Bu iki aşırı uç, etki-tepki bağlamında, sürekli gerginliği beslemekte; toplum ve ülke olarak normalize olmamızı engellemektedirler.

Her iki kesimin de söylemleri, birbirini imhaya ve yok etmeye yöneliktir. Yıllardır bu dili ve söylemi ağızlarına pelesenk edenler! Türkiye’ye ne kazandırdınız?


İnsanlar maşa olunca, istikameti de maşayı tutanlar belirliyor…

(Bu yazı ilk olarak 15 Nisan 2014 tarihinde yayınlanmıştır.)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder