4 Mayıs 2015 Pazartesi

Şamil Tayyar’a Dair Bir Analiz

Şamil Tayyar Twitter hesabından “Paralel evrimi anlatan yeni kitabımız hafta sonu raflarda olacak, hayırlara vesile olur inşallah” diyerek, yeni kitabı “Anti-Ergenekon’dan Neo-Ergenekon’a KRİPTO” nun tanıtımını yaptı.

Evrim demek, olgunlaşmayı ifade eder. Şamil Tayyar’a göre “Paralel Yapı” öncesinde basit iken, sonrasında tekâmül etmiştir. Onu tekâmül ettiren kimdi/kimlerdi? Bunun cevabını Tayyar’da bulamıyoruz.

Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarının devam ettiği günlerde, Gazeteci-Yazar Şamil Tayyar’ın kitapları gündemin ilk sıralarını işgal etmişti. Bunlardan biri de Timaş Yayınları tarafından Ekim 2011’de basımı gerçekleştirilen “Kürt Ergenekonu: Derin PKK’nın Gizli Kodları” adlı kitabıydı.

Bilindiği üzere AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar’ın, “Refahyol Tutanakları” (Ümit Yayıncılık, Ankara, 1997), “5N 1Kamyon” (Birharf Yayınları, Ekim 2006), “Operasyon Ergenekon” (Timaş Yayınları, İstanbul, Şubat 2008), “Gölge İktidar” (Timaş Yayınları, İstanbul, Ağustos 2008), “Kıt'a Dur!” (Timaş Yayınları, İstanbul, Ocak 2009), “Pusu” (Timaş Yayınları, İstanbul, Eylül 2009), “Çelik Çekirdek” (Timaş Yayınları, İstanbul, Eylül 2010), “Kürt Ergenekonu” (Timaş Yayınları, İstanbul 2011) adlı kitapları yayınlanmıştı.

Türkiye gündemini ve kamuoyunu yıllarca meşgul eden “Ergenekon” davasında tutuklu kimse kalmadığına göre, o dönemlerde yazılan köşe yazılarının,  kitapların da bir hükmü kalmamıştır diyebilir miyiz?  Bu soruya kimileri “evet”, kimileri de “hayır” diyebilirler. Bu soruya, 1990’lı yıllarda Fırat’ın batısındaki faili meçhul dosyalar nedeniyle tutuklu kimse kalmadığına göre, bu cinayet dosyalarını araştırmanın da gereği kalmamıştır mı diyelim? Elbette ki hayır, tüm faili meçhul dosyaların aydınlatılmasını “devletin vazifesi” olarak görüyorum.

Abartılı, yalan-yanlış, kurunun yanında yaşın da zarar gördüğü fezlekeler, iddianameler hazırlanmış olmasına rağmen, şahsi düşünce ve kanaatim; devlet içerisindeki “Ergenekonvari derin yapılanmaların” varlıklarını devam ettirdiği yönündedir.

Sayın Tayyar’ın “Kürt Ergenekonu” adlı kitabını hatırlayın. Her ne kadar Şamil Tayyar imzasıyla yayınlanmış olsa da söz konusu kitap, bir “projenin” ürünü olarak değerlendirilebilir.  Şamil Bey o yıllarda F. Gülen Cemaati tarafından bir koruma zırhına alınmıştı. (Muhtemelen Tayyar’ın Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili TSK aleyhine yazdığı yazılar nedeniyleydi) “Kürt Ergenekonu” kitabının içeriğinin büyük bir kısmının da yine F. Gülen cemaatine mensup devlet görevlilerince doldurulmuş olabileceği, kuvvetle muhtemeldir.  

 Çıktığı anda, kitabın ilk sayfalarını okumaya başladığımda, bilgilerimi tazelemenin mutluluğunu yaşamıştım. Ancak, içeriğindeki bilgi yanlışlarının fazla olması nedeniyle de, kitabın alelacele hazırlanarak servis edildiği kanaati hâsıl olmuştu.

Birkaç örnek:

-Kitabın 66, 67, 88. ve 291. sayfaları: PKK'dan ayrılan muhaliflerin kurduğu "PKK Vejîn hareketini Türkçe karşılığı (Direniş)..." olarak tanımlamış, oysa "Vejîn"  kelimesinin Türkçe karşılığı "Diriliş" demektir.

-79. sayfa: "Bingöl-Elazığ karayolunu keserek tezkere almış 33 silahsız askeri şehit etti..."  Bilindiği üzere o dönem şehit edilen 33 asker, tezkere almamış, aksine acemi eğitimlerini tamamladıktan sonra, usta birliklerine giden silahsız askerlerdi.

-119. sayfa: "Öcalan'ın bir dönem en muteber adamlarından biri olan Selim Okçuoğlu yıllarca PKK'nın cezaevi sorumluluğunu yaptı..." Kastedilen şahıs Sabri Ok’tur. Selim Okçuoğlu o dönemlerde HADEP'in işlerini takip eden avukatlardan biri idi. 

-190. sayfa: “Perinçek ve Birdal silahlı milis mi?” başlıklı bölümün "ERNK olan PKK-KONGRA-GEL  üst yönetimine verdiği raporda Doğu Perinçek ve Akın Birdal'ın örgütün..." şeklinde başlayan ifadeler,   28 Temmuz 2008 tarihli Aksiyon Dergisi'nde yayınlanmış “33 erin şehit edilmesinde azmettirici Perinçek mi?”  başlıklı Haşim Söylemez'e ait yazıda geçen ifadelerdir.  Alıntıları gösteren herhangi bir dipnot da mevcut değildir.

 -290. sayfa: PKK'nın Dağlıca ve Aktütün baskınları ile ilgili olarak: "Dağlıca ve Aktütün gibi sınır karakolu baskınlarında İsrail'in verdiği lojistik destek etkili oldu..." ifadesi, net ve ciddi bir iddiadır. İsrail bu baskınlarda PKK’ya ne tür bir destek sağladı? Böyle bir iddianın belgesi olmaz mı?

-327. sayfa: PKK'nın 7 Aralık 2009'daki Tokat Reşadiye eylemine ilişkin: "Global Ergenekon’un tehdidi altında bulunan Türkiye, bu yapının sürükleyici unsuru İsrail'in istihbarat  örgütü MOSSAD'ın bu eylemine engel olamadı. Tetikçiler PKK'lıydı ama eylem iradesi MOSSAD patentliydi..."  Yine ciddi bir iddia. Bu iddianın da belgesinin olması gerekmiyor mu?

-330. sayfa. Oslo görüşmeleri için "13 Eylül 2001'de internet sitelerine düşen..."  ifadesi kullanılmış. Oysa “Oslo görüşmeleri” 13 Eylül 2011 tarihinde internet sitelerine düşmüştü.  Umarım bu on yıllık tarihsel fark, editoryal bir hatadır.

Sayın Tayyar, 15 Nisan 2015 tarihinde yine şahsi Twitter hesabı üzerinden: “Ergenekonla mücadele ederken paralel yapıyı güçlendirdik, paralelle mücadele ederken Ergenekon’u canlandırıyoruz. Allah hayretsin…” diyerek, siyasi bir ferasetsizliğe dikkat çekmektedir. “Güçlendirdik”, “canlandırıyoruz” derken, muhatabı kimlerdir?

17 Nisan günkü tivitinde ise; “Paralel mücadele kisvesi altında Balyoz ve Ergenekon'u aklayan odaklar, sivil siyaseti tehdit etmektedir” diyen Sayın Tayyar,  kime/kimlere aba atlından sopa gösteriyor?

Sayın Tayyar! Balyoz ve Ergenekon davaları, AK Parti iktidarı döneminde aklanmadı mı? Bu durumda eleştirileriniz kime/kimlere yöneliktir; sivil siyaseti tehdit eden odaklar kimdir/kimlerdir?

Bir nevi itiraf olan bu ifadelerinizi, aday listeleri açıklanmadan önce yap(a)madığınızın nedenini de açıklayabilir misiniz?

Allah ülkemize, milletimize zeval vermesin…

Allah sonumuzu hayretsin. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder