2 Kasım 2015 Pazartesi

Perdenin Ardındaki Hakikat...

       Türkiye bir seçimi daha geride bıraktı. 1 Kasım seçimi, sonuçları itibarıyla Türkiye demokrasi tarihinin en önemli seçimine sahne olmuştur. 7 Haziran seçiminden beş ay sonra gerçekleştirilen 1 Kasım seçim sonuçlarının, 7 Haziran’a göre çok farklı olması; ülkedeki siyaset bilimciler ve sosyologlar için yeni araştırma sahası açmıştır.

         7 Haziran seçiminden sonra ülkenin hükümetsiz kalmama adına, bir koalisyon hükümetinin kurulabileceğini, erken bir seçimin Türkiye için “lüks” olduğunu dile getirenlerdendim. 1 Kasım seçim sonucu, bizim de bu konuda yanıldığımızı kanıtladı.

AK Parti’nin  1 Kasım’daki seçim zaferindeki en büyük pay, her şeye rağmen büyük bir risk alarak AK Parti’yi seçime ikna eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aittir. 1 Kasım, Erdoğan’ın siyasi öngörüsünün bir sonucudur.

1 Kasım seçim sonucu değerlendirildiğinde:

-Seçime katılım beklentilerin üzerinde (%86.2) gerçekleşmiştir. Ki bu beş ay içerisinde seçime giden bir ülke için yüksek bir orandır.

-1 Kasım, bir genel seçimden ziyade, bir “referandum” niteliği taşıyordu, ve seçmen buna göre oy kullanmıştır.

-Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim meydanlarına inmeyerek ön plana çıkmamış olması, seçimi müspet yönde etkilemiştir.

-Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 1 Kasım seçim zaferi ve başarısı, AK Parti’deki lider tartışmalarına son noktayı koymuştur.

-7 Haziran’da seçmenden aldığı mesajı iyi değerlendiren AK Parti -tabir yerindeyse- şapkasını önüne kaymuş, 7 Haziran’dan gerekli dersleri çıkartarak aday listelerinde büyük bir değişikliğe (% 40 oranında) gitmiş olması, sandığa olumlu yönde yansımıştır.

-7 Haziran’da AK Parti’den uzaklaşan inançlı Kürtlerin büyük bir kesimi, 1 Kasım’da yeniden AK Parti’ye oy vermiştir.

-Geçmiş seçimlerde vaatleriyle seçmenden oy alan AK Parti’nin 1 Kasım seçim beyannamesinin de, seçmenin tercihinde olumlu katkıda bulunmuştur.

-Etnik siyaseti (MHP-HDP) tercih eden siyaset dili kaybetmiştir. Türkiye tercihini bir kez daha “istikrar”dan yana kullanmıştır.

-Silahlı eylemlerine başlamasıyla birlikte, sırtını  PKK’ya dayadığını açıklayan HDP, seçimin en büyük kaybedeni olmuştur. Bu sonuçlara göre HDP özeleştirisini Kandil’e değil, halka vermek zorundadır.

-Her şeye “hayır” –hayır’a da hayır- diyerek, siyaset literatürüne “hayır”ı armağan ederek, hayırlı bir genel başkan olduğunu kanıtlayan  sayın Devlet Bahçeli kaybetmiştir.

-Mevcut sonuçlara göre, muhalefetin önünün açılması için; muhalefet parti liderlerinin vakit kaybetmeden istifa etmeleri gerekir.

-Seçim sonuçlarının en önemli sonucu: Millet bölünmeye karşı durarak, yedi düvele "biz bu ülkeyi böldürtmeyeceğiz" haykırışıdır.

-1 Kasım seçim sonucu, buzdolabında bekletilen “Çözüm Süreci”nin, bekletildiği yerden çıkartılarak, kaldığı yerden devam etmesi gerektiğini gösteriyor.

-1 Kasım seçim sonucu, yeni bir anayasanın yapılmasını zorunlu hale getirmiştir.

-Seçim sonucunu yüzde yüz oranında doğru olarak, seçim anketleri değil; "evet" mührünün bulunduğu “perde arkası” vermiştir.

Allah devletimize, milletimize zeval vermesin, Türkiye'mize hayırlı ve uğurlu olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder