12 Şubat 2015 Perşembe

Atıl Bürokratlar

İsraf, kelime olarak gereksiz yere para harcama ve savurganlık anlamına geldiği gibi, meşru sınırların ötesine geçme; imkânları ve sahip olunan değerleri, gerekli görülen yerler dışında veya gereğinden fazla harcama anlamına da gelmektedir.

İsraf denilince aklımıza öncelikli olarak para, mal ve mülkün israfı geliyor. Oysaki israf sadece mal ile olmuyor. Ekmek, su, giyim, enerji, kâğıt israfının yanında kelam, (söz) işgücü, zaman ve hepsinden önemlisi ömrün israfı denilen, hayatımızı faydasız şeylerle meşgul etmeyi de sayabiliriz.

Yazımıza konu olan israfın çeşidi, devlet kurumlarında (özellikle bakanlıklar ve bağlı genel müdürlükler ile bazı üst kurullar) “strateji ve APK uzmanı, müşavir, uzman”  gibi kadrolarda bulunan ve işgücü israfı içerisinde değerlendirebileceğimiz atıl durumdaki bürokratlardır.

Türkiye’de kamu personel rejiminde önemli sorunların olduğu ve sistemin temelinde liyakat, kariyer ve sınıflandırma ilkelerinden kaynaklı problemlerin varlığı bilinmektedir. Mevcut kamu personel yönetiminin modern insan kaynakları yöntemlerinden uzak olduğu ise bir başka eksiğimizdir.

Kendi alanlarında yetişmiş birer uzman olan bu bürokratlar, maalesef farklı tercihler (siyasi düşünce, politik tercih, inanç vb.) nedeniyle çoğunluğu hiçbir iş yapmadan çalıştıkları kurumlardan hatırı sayılır oranlarda maaş almaktadırlar.  Bu kurumların başında Emniyet Genel Müdürlüğü ilk sırada yer almaktadır.

 Türkiye’de 81 il var.  Ancak Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde birinci sınıf emniyet müdürü sayısı iki bine yaklaşmış durumda. Hepsinin bir anda il emniyet müdürü olmaları mümkün değil. Polis müfettişleri ve başmüfettiş olarak istihdam edilenler çıkarıldığında, yüzlerce birinci sınıf emniyet müdürü yaş haddinden emekli olacakları günü beklemektedirler. Bu durum, 3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun günümüz şartlarına uygun olarak düzenlenmesini zorunlu kılmaktadır.

Bir başka örnek,  devletin yayın kanalı olan TRT Genel Müdürlüğü. Özellikle son yıllarda yönetim kadrolarında sıklıkla yaşanan değişiklikler nedeniyle Genel Müdürlük bünyesinde yüzlerce eski yönetici “strateji uzmanı” kadrosuyla işlevsiz bir durumda beklemektedir.

Yine geçtiğimiz yıl yasalaşan Millî Eğitim Temel Kanunu ile atıl durumdaki yüzlerce bürokratın eğitime kazandırılması planlanmış olmasına rağmen, Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde de atıl durumda bekletilen yüzlerce bürokrat bulunmaktadır. Örnekleri çoğaltmak mümkün, benzer sorunlar birçok bakanlıkta da yaşanmaktadır.

Medyaya da yansıyan ve geçtiğimiz günlerde TBMM’de önce alt komisyonda, daha sonra üst komisyonda AK Parti milletvekilleri tarafından verilen ve son anda geri çekilen önergeye göre, bazı bürokratların görev süreleri dört yıl ile sınırlandırılması planlanıyordu. Görev süreleri dört yıl ile sınırlandırılması düşünülen bürokrat kadroları:

Başbakanlık, bakanlıklar ile bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların merkez teşkilatında ek göstergesi 6 bin 400 ve daha yüksek tespit edilen yönetici kadrolar,

Merkez teşkilatında genel müdür yardımcısı, birinci hukuk müşaviri, daire başkanı, grup başkanı, yükseköğretim kuruluşlarının genel sekreter ve genel sekreter yardımcısı ile ek göstergesi genel müdür yardımcısı düzeyinde veya daha yüksek tespit edilen kurum, kurul ve birim başkanı, kurum, kurul ve birim başkan yardımcısı unvanlı kadrolar,

Taşra teşkilatındaki il ve bölge teşkilatlarının en üst yöneticisi konumundaki defterdar, başkan, müftü ve müdür unvanlı kadrolar.

Bu kadrolara atanan bürokratlar, görev süresi 4 yılla sınırlı olmakla birlikte süresi dolmadan da her zaman görevden alınabilecek.

Mevcut bürokratlar açısından dört yıllık süre, yeni yasanın yürürlüğe gireceği tarihte başlayacak. Fakat hükümet birlikte çalışmak istemediği mevcut bürokratları, dört yıllık sürenin başladığı günün ertesinde görevden alabilecek.

Pansuman tedbirlerle sorunlar geçici olarak çözebilir ancak ülkenin ve toplum olarak, ulaşmak istediğimiz hedefleri gerçekleştirmek için, öncelikli olarak demokrasinin çıtasını yükseltecek, katılımcı, sivil yeni bir anayasa hazırlamak; yeni anayasa ile birlikte, mevcut atıl durumdaki personeli değerlendirecek kamu personel reformunu devreye sokmalıyız. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder