4 Kasım 2020 Çarşamba

Hiç!..

“Hiç”liğe doğru yol almak, yolun sonundan.
“Hiç” ile hasbihale kulaç atmak,
Müphem melodiler ardından…
Boğulup, müptela olmak.

“Hiç”liklerde “hiç” gibi, “hiç” içinde yok olup,
“Hiç” denilen ateşten hırkayı giydiniz mi hiç?
“Hiç” diyerek, yüreğinize zehirli ok saplandı mı hiç?
Sevgilinin diyarında tekme atıp çakıla…
“Hiç”sizliğe bakarak, gözünüz ıslandı mı hiç?

Hiç, “hiç” diyerek, “hiç”lik denizinde bir “hiç”im,
Akrepten badeler devşirir içim, dediniz mi hiç?..
Hiç, “hiç” diyerek!..
Acınızı ve hüznünüzü perdeleyen gökyüzünü,
Bir kuyuya kapatıp, demlendiniz mi hiç?

İşte!...
Hiç bilmediğim şeylerin “hiç”liğini ararım…
Bir “hiç”in düğümünde, anahtarsız kilidim.
Vur "hiç"i hiçliğime, “hiç”liklerim dokunsun.
“Hiç”in eli kulağında, selalarım okunsun.

Memdoğlu…

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder