9 Ağustos 2025 Cumartesi

Perde!..

Bir dem ki!..

İçimde tütsülenen hecelerden,

Anlamını arayan kelimelerde kayıp.

Sessiz ve sensiz aşınırken ömrümün sahili,

Mehtabı izliyorum, gözlerimi kapatıp.

Sonbaharın can çekişen tonlarında yansa da yüreğim,

Ben yine sana üşüyorum.

 

Zamanın rüzgârı perde perde...

Zihnimdeki uçurumdan anılarımı savuruyor.

Ufukta kızıl güneş gibi batarken özlemin!..

Sağanak sağanak yağıyor gönül bahçeme hüzün.

Gökyüzünde uçan turnalarda ararken kokunu,

Ruhuma şifa gülüşüne, perdedir perçemin.

 

Hasretin sükûtta…

Sızıma gölge olsun hayalin.

Sitem ettikçe yüreğim,

Gözlerime per’de olsun o gözlerin.

 

Memdoğlu...

 

4 Mayıs 2025 Pazar

Üşüyor Masumiyet!..


Gündüz vakti,
En yakın sırdaşım oldu yine karanlık.
Zemheriye sarılıp yaprağını arıyor;
Efsunkâr bir duruşta...
Karanlığa hesap soruyor
Suskun yüreğim!..
"Susarak çok şey anlatıyorsun!" dedi,
Şiire meftun ruhumun kırıklarına konan
Aksa’nın öksüz kelebeği.

Kayın ağacının iniltisi bozuyor
Gecenin sessizliğini.
Kekremsi kokuyor dünya.
Gazze’de doğum sancısı çekiyor yeni gün.
Toprak zeminde yükselen kan gölgesini,
Yere düşen yağmur taneleri ıslatıyor.

Gözler ıslak, bakışlar yaralı...
Mazlumlar ağlarken,
Gündüzün karanlığında üşüyor masumiyet!..
Mor, sarı, pembe ve al…
Uçurtmadan rengârenk umut.
Kelime kelime…
Kelâma hasret esir sözcükten,
Şiir olup filizlenirken merhamet.
Güneşi görmeden olgunlaşır mı?
Filistin’e sessiz kalan in sa ni yet!

Memdoğlu...