Abdullah Öcalan’ın Türkiye’de bağımsız bir “Kürdistan” veya
“federasyon” talebinden çok önceden vazgeçtiği hep dillendirildi, söylendi,
yazıldı.
Hatta Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gülten
Kışanak’ın sürekli gündeme getirdiği “demokratik özerklik”ten de vazgeçtiği
iddia edildi.
Öcalan, 2013 Nevruz’unda Diyarbakır’da okunan mesajında;
“Bugün yeni bir dönem başlıyor… Yok sayan, dışlayan, asimile eden
paradigma yerle bir oldu. Artık silah değil siyaset öne çıkıyor… Çanakkale’de
Türkler ve Kürtlerin omuz omuza şehit düştü, Kurtuluş Savaşı’nı birlikte
verdiler, ilk TBMM’yi birlikte kurdular. Geleceğimizi de birlikte kurmalıyız…
Bizi bölmek ve çatıştırmak isteyenlere karşı bütünleşeceğiz, ayrıştırmak
isteyenlere karşı ayrıştırmak isteyenlere inat birleşeceğiz… Kürtlerle bin yıla
yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları, kardeşlik ve dayanışma hukukuna
dayanmaktadır. Gerçek anlamda bu kardeşlik hukukunda fetih, inkâr, ret, zorla
asimilasyon ve imha yoktur; olmamalıdır… Son 90 yılın tüm hataları ve
eksikliklerine rağmen yeni bir model inşa etmeliyiz… Zaman çatışmanın değil,
birlikteliğin ve ‘helalleşmenin’ zamanıdır.” dediğinde birçok kimse, Öcalan’ın
bu açıklamalarını, ‘Öcalan ve PKK, bağımsız bir Kürdistan’dan’ vazgeçti
şeklinde yorumlamıştı. O gün Öcalan’ın bu açıklamalarına ihtiyatlı yaklaşmıştık.
Çünkü Öcalan, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani il birlikte, Orta Doğu’nun
sisli, fırtınalı ve kaygan zemininde siyaset yapabilen ender kişiliklerdendir.
BDP ve
HDP milletvekilleri tarafından zaman zaman “özgür Kürdistan” talepleri
dillendirilmiş olsa da Öcalan, 2013 Nevrozu’ndan sonraki açıklamalarında,
Türkiye kamuoyunu tedirgin edecek bu yönlü mesajlar vermekten kaçınmıştı.
Öcalan,
10 Temmuz günü HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Diyarbakır
Bağımsız Milletvekili Leyla Zana ile gerçekleştirdiği görüşmede, Celal
Talabani’yi “Kürt halkının özgürlüğü için ortak hareket etmeye” davet ediyordu.
Enteresandır, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, Öcalan'ın gönderdiği mesajdan
dokuz gün sonra Almanya'daki hastaneden taburcu edildi.
Bilindiği
üzere, Celal Talabani, geçirdiği beyin kanaması sonrasında uzun süreden beri
(20 Aralık 2012) Almanya’da tedavi görüyordu. Tedavisi sonrasında, 19
Temmuz günü Süleymaniye'ye döndü.
Öcalan, Fırat Haber Ajansı (ANF)’de yayınlanan mesajında; "Komşu ülkelerle yürüttüğünüz
diplomasi çalışması oldukça olumlu. Şimdi de aynı çalışmasının Kürtler için
yürütülmesi gerekir. Bugün dört parça Kürdistan'daki siyasi konjonktürel durum,
Kürt halkını özgürlüğü için ortak hareket etmeye zorluyor" sözleriyle,
bağımsız bir Kürdistan’dan vazgeçmediğini, “makyavelist ve oportünist” kişiliği
gereği bu fikrinden vazgeçmediğini açıklıyordu.
Öcalan,
Talabani’ye gönderdiği bu mesajla aynı zamanda, Rojava’daki gelişmeler
nedeniyle birbirleri hakkında sert açıklamalarda bulunan PKK-KCK-Kandil ile
Mesut Barzani’nin liderliğini yaptığı KDP’ye yönelik mesajlar veriyor. Öcalan
bu mesajla, Türkiye’ye karşı kendisinin, KDP’ye karşı ise Kandil’in elini
güçlendirmeyi hedefliyor.
Nitekim
Talabani’ye gönderdiği mesajın devamında Öcalan, ''Bildiğiniz gibi,
hareketimizin bütün kurucularının katılımıyla ve tarihten aldığımız tüm güç ve
mücadeleyle temaslara başladık, ya da çözüm sürecine başlandı. Kalıcı ve
değerli bir barış için sizin de yanımda olmanızı çok isterdim. Ulusal
Kongre'nin derhal toplanması için umut ve isteğim, halkımızın ortak bir çalışma
yürütmesi. Eğer biz Ulusal Kongre'yi garantilemezsek, halkımız IŞİD çetelerinin
saldırılarına maruz kalmaya devam edecektir." diyerek, Orta Doğu’daki IŞİD
tehlikesine de dikkat çekiyordu.
IŞİD’in varlığı, Irak Bölgesel
Kürt Yönetimini Türkiye ile paralel politikalar izlemeye zorluyor. IŞİD
tehlikesi, PKK-KCK-Kandil ile KDP arasındaki sıcak bir çatışma ihtimalini
de ortadan kaldırıyor.
Öcalan,
yıllardır Talabani ve Barzani ile “örtülü” de olsa bir liderlik mücadelesine
girmiştir. Öcalan, 15 yıldır İmralı’da tutuklu bulunuyorken, Celal Talabani;
ABD’nin Irak’a müdahalesiyle Saddam Hüseyin dönenin sona ermesinden sonra
şekillenen “sözüm ona” yeni Irak’ın Cumhurbaşkanı oldu. (24 Temmuz itibariyle
Celal Talabani'nin partisi Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin IKYB’nin
adayı Doktor Fuad Masum Irak’ın yeni Cumhurbaşkanı seçildi.) Mesut Barzani ise
Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin Başkanı olarak bölge ve dünya siyasetinde,
saygın bir siyasetçi konumundadır.
Orta Doğu
ve Rojava’daki son gelişmelerden sonra Öcalan’ın satranç oyunu ve bölgedeki
“liderlik” mücadelesi nasıl sonuçlanacak?
Bekleyip,
göreceğiz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder