Lice, Diyarbakır’ın kuzeydoğusunda yer alan dağlık bir ilçedir. İlçede yaşayanların gelir kaynakları çok da geniş değildir. Genelde başka illere mevsimlik işlerde çalışmaya gidilir. Bununla birlikte tarım ve hayvancılığın yanı sıra, yeni gelişmeye başlayan meyvecilik de yapılmaktadır.
Lice, sadece son dönemlerde Türkiye’nin gündemini meşgul eden bir yer değil… Lice, son 35 yıldır Türkiye kamuoyunun gündemini hep meşgul etmiştir. Lice denilince zihinlerde hemen “PKK, acı ve gözyaşı” algısı oluşuyor. Bunun nedeni, PKK’nın temellerinin Lice’de atılmış olmasıdır.
27 Ekim 1978: Kendilerine Marksist-Leninist ideolojiyi esas alan, parti, cephe ve ordu şeklinde bir yapılanmayı benimseyen PKK, Diyarbakır ili Lice ilçesi Fis köyünde kuruluş kongresini gerçekleştirdi. Tarihte PKK’nın birinci kongresi olarak kabul edilen bu kongrede Abdullah Öcalan, terör örgütü PKK’nın başkanı olarak seçildi.
Lice’nin PKK nezdinde özel bir konumu ve değeri vardır. PKK’ya, Kandil’e, örgüt militanları ve sempatizanlarına göre Lice; “Kürt Özgürlük Mücadelesinin Tohumları”nın atıldığı ilk yer olması nedeniyle önemlidir. PKK’ya göre, Lice’de başlayan bu mücadele, yine Lice’de sonlandırılmalıdır.
22 Ekim 1993: Halka yakınlığı ile bilinen, şiddet yöntemlerini tasvip etmeyen bir asker olarak tanınan Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, Lice Asayiş Bölük Komutanlığı binası önünde vurularak şehit edildi.
Her ne kadar Bahtiyar Aydın suikastının, PKK tarafından gerçekleştirildiği iddia edilse de kamuoyunun çoğunluğu gibi bu suikastın çok “derin” olduğunu düşünenlerdenim.
9 Temmuz 2011: Diyarbakır Lice karayolunun 68. kilometresinde saat 21.45 sıralarında yol kesen PKK’lı grup, Lice İkinci Mekanize Tugay Komutanlığı’nda görevli bir astsubay başçavuş, bir uzman çavuş ve Bingöl’ün Genç ilçesindegörevli olan bir sağlık çalışanını kaçırdı.
PKK, Diyarbakır-Bingöl karayolunun Lice kırsalında, bugüne kadar çok sayıda yol kesme eylemi gerçekleştirmiş ve birçok sivili de kaçırmıştır. PKK, kaçırdığı sivilleri daha sonra serbest bıraksa da, kamuoyunda istediği algıyı, gündemi oluşturmaya muvaffak olmuştur.
8 Temmuz 2013: Diyarbakır Lice ve Hazro ilçeleri kırsal kesimlerinde Hint keneviri ve uyuşturucu madde imalatçılarına yönelik, jandarma ve polis ekiplerinin katıldığı büyük bir uyuşturucu operasyonu gerçekleştirildi. Uyuşturucu imalatçıları, esrar tarlalarına erişimi engellemek için yollara barikat kurmalarına rağmen, düzenlenen operasyon sonucunda, 6 milyon kök Hint keneviri (yaklaşık 80 ton esrara denk geliyor) imha edildi.
“Şeytan Üçgeni” olarak bilinen, “Diyarbakır Kulp-Lice ve Bingöl-Genç” kırsalındaçok sayıda uyuşturucu tarlaları bulunuyor. Devletin yeterince etkili olamadığı, PKK’nın yerleştiği bu bölgelerde Hint keneviri ekiliyor ve esrar üretimi gerçekleştiriliyor. Bu bölgelerde yıllık olarak elde edilen esrarın 500 tona yaklaştığı ve PKK’ya komisyon verilmeden Hint keneviri ekmenin mümkün olmadığı iddia ediliyor.
23 Nisan 2014: PKK’ın gençlik yapılanması Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H), “bahar şenliği” adı altında Lice’de düzenlenen pikniğe katılan 14 öğrenciyi dağa çıkardı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan rapora göre, PKK’nın son altı ayda kaçırdığı çocuk sayısı, Lice’de kaçırılan 14 çocuk ile birlikte 331’e yükselmiş oldu.
PKK’nın alıkoyduğu 14 çocuktan sonra, çocukların anneleri, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirip “PKK çocuklarımızı geri ver” diyerek, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde eylem başlattılar. Annelerin eylemine, Türkiye’nin her kesiminden destek geldi.
Ve 24 Mayıs 2014 günü Diyarbakır Lice karayolunda başlayan, Bingöl Karlıova ile Muş Varto’ya sıçrayan, yol kapama eylemleriyle başlayan şiddet olaylarında çok sayıda asker ve sivil yaralandı. Bölgedeki uyuşturucu kaçakçılarının da Lice’deki olayları kışkırttığı ve destek verdiğini de gelen iddialar arasında yer almaktadır.
HDP’nin hukukçu Milletvekillerinden Hasip Kaplan’ın Tweeter hesabından “Hukuk devletlerinde suç işleyen sadece hesap vermez, emri verende azmettiren de, koruyan da kollayan da hesap verir, işte bütün mesele bu” dediği ve bizim de altına imzamızı koyduğumuz mesajından sonra, Sayın Kaplan’a soruyoruz:
Sayın vekil! “Sosyal faaliyetler” adı altında topladıkları çocukları, siyasi eğitimler ve telkinlerle eleman temini için PKK’ya yönlendirenler ve Lice’yi savaş alanına çevirmesi için çocuklara emir verenler için de aynı şeyleri dillendirebiliyor musunuz?
Bir buçuk yıldır çatışmasızlık nedeniyle, yeterince gündem oluşturamayan PKK, belirlediği yeni stratejinin gereği olarak, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi “varım” diyebilmek, “Çözüm Süreci”nin devamı gereği Öcalan ile yapılan görüşmelerde, Öcalan’ın elini güçlendirmek için yeniden bu tür eylemlere yönelmiştir.
2013 yılında cezaevlerinde gerçekleştirilen açlık grevi eylemlerini, Öcalan’ın talimatıyla sonlandıran PKK, alıkoyduğu çocukları ve karakol inşaatlarını bahane ederek, tahrik ettiği sivillerle gerçekleştirdiği yol kesme eylemlerini de yine Öcalan’ın talimatıyla sonlandıracaktır. Nitekim, İmralı’dan dönen HDP heyeti Öcalan’ın; “Gelinen noktada ciddi bir başlangıç için önemli bir umut vardı ve bu umut korunarak geliştirilmelidir.” dediğini belirttiler. Böyle bir açıklama, Öcalan’ın “barış güvercini” rolünü oynamaya devam edeceği şeklinde de yorumlanabilir.
Barış ve huzur ile kalın…
(Bu yazı ilk olarak 2 Haziran 2014 tarihinde yayınlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder