Harput
merkezinde, Kurşunlu Camiin yüz metre kadar doğu istikametinde, Belediye
otoparkının hemen sağ tarafında adına inşa edilen mescidin zemin katında
medfundur. Dik kayalıkların üzerine inşa edilen bu anıtsal yapıya "Arap
Baba" mescidi ve türbesi denir. Üst kısmı mescid, alt kısmı ise eskiden
ölülerin konulduğu "körhane" tabir edilen bu Selçuklu eserine
"Alaca Mescid" de denilirdi. Mescid bölümünün tavanı tonozlu ve tek
kubbelidir. Bu tarihi yapı büyük bir titizlik gösterilerek kesme taşlardan inşa
edilmiştir. Mescid bölümünün kapısı kuzeye, bodrum kat diye nitelendirilen
zemin katın kapısı da güneye açılır, iç mekanı tek bir kubbe ile genişletilmiş,
mihrap nişi ve çevresi Selçuklu çinileriyle süslenmiştir.
Ayrıca kubbe
kornişleri ve kubbenin tamamı aynı çinilerle bezenmiştir. Bugün bu çinilerin
büyük bir kısmı dökülerek ya da çalınarak yağma edilmiştir. Kare plânlı olan
Arap Baba mescidi, Selçuklulardan IV. Kılıçaslan'ın oğlu III Gıyaseddin
Keyhüsrev zamanında (Hicri 678 yılında) inşa edilmiş olup, ön kısmında çatı
seviyesine kadar ayakta duran minaresi,
yerden bir metre sonra tuğla ile örülmüştür. Mescidin giriş kapısı
kemerli olup, çevresi kahverengi taşlarla örülüdür. Konya'daki benzerlerinin
bir başka örneğidir. Mihrap kısmının sağ ve sol yanında bulunan birer küçük
pencere dışında sol duvar kısmında da bir penceresi vardır.
Arap Baba
mescidi bayıra inşa edildiğinden, ikinci kat sayılan mescid bölümü zemin kat
görünümündedir. Bu sebeple esas zemin kata bodrum kat da denilmektedir. Bu
bodrumun güneye açılan kapısı bir metre yüksekliğinde olduğu için içerisi loş
ve karanlık bir hale sokulmuştur. Zemin katın giriş kapısının hemen karşısında
Arap Baba'ya ait sanduka bulunur. Bu bölümün zemini yerli taş bloklardan dolayı
düzgün değildir. Arap Baba'nm ahşap sandukası yerdeki taş blok oyularak
yerleştirilmiştir. Ağaçtan yapılan sanduka üstten menteşeli olduğundan
ziyaretçiler tarafından açılarak ceset görülmektedir. Bugün yetkililerce
çürümeyi önlemek amacıyla camekân içine alınmıştır.
Arap Baba
Kimdir?
Bugün ne yazık
ki Arap Baba hakkında elimizde kesin olmayan bilgiler vardır. Bunların bazıları efsane niteliği taşıyan
söylentilerden ibarettir. Onun 1200'lü yıllarda yaşadığı tahmin edilmektedir. Mescidin giriş kapısı üzerindeki kitabesinde
burasını yaptıran zatın ismi "Yusuf bin Arabi Şah" olarak geçer, Bazılarına göre zemin katta ahşap lahit
içinde bulunan cesedin Arap Şah'a ait olduğu söylenir, Müze yetkilileri bu cesedin daha Önce
mumyalandığını iddia ederler. Bu konuda halkın inanışı ise çok farklıdır.
Aslında bu güne kadar cesedin mumyalandığına ilişkin iddiaları doğrulayan
herhangi bir tıbbî araştırma yapılmamıştır. Ayrıca halk arasında mumyalandığına
dair herhangi bir rivayet olmadığı gibi, mumyacık konusunda da uzman bir
kişinin görüşü yoktur. Cesedin bugünkü görünüşü et ve deri kısmının iskelet
sistemine yapışarak kuruması şeklindedir. Bu haliyle kahverengi bir görüntüde
olan cesedin baş kısmı kopmuş bir vaziyette yan tarafında durmaktadır. Ishak Sunguroğlu Harput Yollarında adlı
eserinde bu başın bu vücuda ait olmadığını iddia eder. Cesedin bazı yerlerinde
çürümeler başladığı yolunda Müze yetkililerinin görüşü vardır. Bütün bu iddialara rağmen yedi asırdan fazla
bir zamandır bu cesedin çürümeden zamana meydan okuması oldukça manidardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder