10 Ekim 2014 Cuma

HEDEFTEKİ ÜLKE TÜRKİYE

Bugün, dünyanın değişik bölgelerinde büyük çatışmalar yaşanıyor. Tamamen uluslararası baronlar ve gizli servisler tarafından yönlendirilen bu savaşların stratejileri de yine bu güçler tarafından belirleniyor. Tabii asıl gaye; hedef ülkeyi/ülkeleri yönetmek ve yönlendirmek.

Suriye’de uzun süredir devam eden bir iç savaş var. Bu savaşın taraflarından biri de Suriye’de yaşayan Kürtlerdir. Suriye’deki Kürtlerin önemli bir özelliği, çoğunlukla Türkiye’den göç etmiş olmalarıdır. Kürt oluşumunun başını çektiği PYD, Esed yönetimi ile çatışmaya girmedi, bekledi. Suriye Ordusu ile ÖSO güçlerinin çatışmalarından faydalanarak Türkiye sınırındaki Kürt Bölgesi’nin kontrolünü eline geçirdi. PKK’nın Suriye yapılanması PYD çatısı altında bir araya gelen Kürtler, üç kantondan oluşan kısmi özerk bölgeler ilan ettiler.

Suriye’deki çatışmaların nedenlerinden belki de en önemlisi; Doğu Bloku (Rusya, Çin ve İran) ülkeleri ile Batı Bloku (ABD, AB ve İsrail) ülkelerinin Hazar enerji kaynaklarını açık denizlere indirebilecek yeni enerji geçiş güzergâhı belirleme mücadelesidir. Hedeflerine ulaşmak için her yolu mübah gören bu güçler, Türkiye’ye karşı PKK’yı kullanmaktan çekinmemişlerdir.

PKK, 2000’li yılların başına kadar “sınıfsal kimliğe” dayalı silahlı mücadele yöntemini uyguladı. Barzani ve Talabani ise yıllardır  “Kürt etnisitesine” dayalı bir mücadele  yürüttü. ABD’nin Kürt etnik kimliğini ön plana çıkaran politikaları destelediğini gören PKK, bu tarihten itibaren paradigma değişikliğine gitmiş, Kürt kimliğini temel alan yeni bir mücadele şeklini dayatmıştır.

Etnik kimliği esas alan bir mücadele şekli tehlikelidir, nihayetinde uzlaşılamaz bir sonuca varılabilir. Bu nedenledir ki Türkiye’de etnik kimliğe dayalı, etnik çatışmalara neden olabilecek politika ve söylemlerden kaçınmak gerekir.

ABD’nin Kürt politikası hep çok yönlü olmuştur. ABD, yıllardır Kürtleri etnik olarak birleştirmek ve bir araya getirmek istemiştir. Türkiye, ABD’nin bu tehlikeli stratejisine karşılık Irak’taki Kürtlerle ekonomik bir birlikteliği hedeflemelidir. Irak’ın kuzeyinin ekonomik olarak Türkiye ile bütünleşmesi, iddia edildiği gibi bir ayrışmayı değil, bir entegrasyonu ve bütünleşmeyi beraberinde getirecektir. Türkiye benzer bir politikayı Suriye’deki Kürtler için de hayata geçirebilmelidir.

Türkiye ve Orta Doğu’yu kontrol edebilen güç, tüm dünya üzerinde etkili olur. Tarihte bu böyleydi, şimdi de böyledir. Orta Doğu’yu kontrol etmek demek, dünyayı kontrol etmek demektir.  

Türkiye’de kutuplaşmalar ve kamplaşmalar artarsa, toplum birbiri ile uzlaşamaz ve  çareyi dış güçlerin desteğinde aramaya başlar. Bu da beraberinde uzlaşmayı değil,  daha çok çatışmayı getirir. Buna en iyi örnek: Tunus, Libya, Mısır, Suriye ve Ukrayna’daki çatışmalardır.  

ABD’nin Orta Doğu politikaların, ABD Yahudi diasporası ile ittifak halinde olan Evangelistler belirlemektedir. ABD, kendi politikalarına engel gördüğü ülkelere - demokrasi adına- müdahale eder. Bu müdahaledeki en büyük argümanları ise “etnik ve dinî” farklılıklar ile “ekonomik” dengelerdir. 

AK Parti, güçlü bir siyasi yapıdır. 

Nasıl bertaraf edilebilir? 

Bir tek ihtimal var: Ekonomiye müdahale.

Türkiye’nin en zayıf yanı, kırılgan bir yapıya sahip olan ekonomisidir. Eğer ekonomik bir kriz meydana getirilebilir, faturası da hükümete mal edilebilirse, iktidar büyük bir yara alır. Nitekim 2013 yılındaki Gezi olaylarıyla bunun provası yapılmış, 17 Aralık operasyonlarıyla da yarım kalan hesap tahsil edilmek istenmiştir. Bir ülkede ekonomiyi hangi güçler kontrol ediyorsa, siyaseti de onlar yönlendirir ve kontrol eder.

Bugüne kadar Türkiye siyasetini halkın tercihlerinden ziyade, farklı mekanizmaların tercihleri ve davranışları belirlemiştir. 30 Mart’taki yerel seçimler Türkiye için bir milat olacaktır. Türkiye halkı, kendi tercihleriyle Türkiye siyasetini belirleyecek ve Türkiye demokrasisi bu seçimlerden daha da güçlenerek çıkacaktır. 

Güçlü olmak için bir olmak, birleşmek gerekir.

Sağlıcakla kalın efendim...

(Bu yazı, ilk olarak 28. 02. 2014 tarihinde yayınlanmıştır.)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder