PKK
kuruluş bildirisinde PKK’nın kuruluş amaçlarından bahsederken, “PKK, Kürdistan halkı için sürekli ulusal
baskı ve sömürü çağının geçtiğini, bunun yerine proletarya önderliğinde direnme
döneminin başladığını ilan etmekle, sadece gecikmiş bir görevi yerine getirdiği
inancındadır. Disiplin, fedakârlığı, alçak gönüllülüğü, Marksizm-Leninizm ve
devrimin zaferine sonsuz inancı, örgüte, göreve ve kolektif güce bağlılığı,
emperyalizme, sömürgeciliğe ve işbirlikçilerine karşı savaşmayı kendi yaşamı
haline getirir” der.
İki
buçuk yıldır devam eden çatışmasızlık ortamı ve devlet ile İmralı arasında başlayan
süreçle beraber, Türkiye’de barış ümidi bir kez daha yeşermeye başlamıştır. “Çözüm
Süreci” seçimlerden ötürü askıya alınmış olsa da Türkiye’nin büyük bir
çoğunluğu bu ümidini hâlâ korumaktadır.
AK Parti süreç konusunda
hiçbir dönem aceleci davranmadı. Kamuoyunda oluşabilecek olumsuz tepkileri de
göz önünde tutarak, süreci geniş bir zaman dilimine yaymaya çalıştı. Dönemin şartlarına
bakıldığında doğru bir yaklaşım olmasına rağmen PKK’nın “bakın devlet bizi oyalıyor, samimi değil”
propagandasını boşa çıkaramadı. Süreci ağır yürütmenin bedeli ise biraz ağır
oldu. Suriye’de
devam eden iç savaş ve Rojava’da PKK’nın Suriye yapılanması PYD tarafından
oluşturulan Kanton yapılanmalar ile IŞİD terörü, Orta Doğu’daki tüm dengeleri
bozdu. Devletin Kürt soruna bakış açısının ve mantalitesinin değişmesi önemliydi
ama
PYD’nin Rojava’daki başarısı ve IŞİD’in Kobani’ye saldırması, “Çözüm Süreci”nde PKK’nın elini
güçlendirmekle neticelendi.
İki buçuk yıllık süre içerisinde Öcalan ile
KCK ne yaptı?
Buyrun samimiyet testine.
13 Mart 2013: PKK, bir iyi niyet göstergesi
olarak, farklı tarih ve yerlerde kaçırdığı, aralarında kaymakam adayı Kenan
Erenoğlu’nun da bulunduğu 8 kamu görevlisini serbest bıraktı.
21 Mart 2013: Diyarbakır Nevroz alanında Öcalan’ın
“artık silahlar sussun, siyaset konuşsun,
silahlı unsurlar yurtdışına çekilsin” dediği mesajı okundu.
23 Mart 2013: KCK Yürütme Konseyi Başkanı
Murat Karayılan, “Resmi ve açık bir
şekilde ateşkes ilan ediyoruz” dedi.
2 Nisan 2013: KCK Yürütme
Konseyi üyesi Cemil Bayık: “Gerilla yasal
güvenceyi görmeden tek bir adım geri atamaz” dedi.
3 Nisan 2013: Öcalan PKK’ya sınır dışına
çıkma talimatına uyması için bir mektup gönderdi.
28 Haziran 2013: Diyarbakır
Lice’de karakol yapımı bahanesiyle meydana gelen olaylarda bir kişi yaşamını
yitirdi.
10 Temmuz 2013: 30 Haziran-5 Temmuz tarihleri
arasında Kandil’de gerçekleştirilen PKK 9. Kongresi’nde eşbaşkanlık sistemine
geçildi. Cemil Bayık ve Bese Hozat KCK Eşbaşkanları seçildiler.
26 Temmuz 2013: İmralı heyetiyle görüşen
Öcalan, hükümetin Ekim ayına kadar gerekli adımları atmaması halinde ateşkesin
bozulacağını açıkladı.
9 Eylül 2013: Kandil, devletin gerekli
adımları atmadığını bahane ederek, geri çekilmeyi durdurduğunu açıkladı. (Açıklanan
tarihe kadar yurtiçindeki PKK militanlarının ancak %10-15 geri çekilmişti)
29 Ekim 2013: KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık sürecin
devamı için Öcalan’ın cezaevi koşullarının değiştirilmesini, sürecin yasal
zemine oturtulmasını ve müzakerelere “üçüncü” bir gözün dâhil etmesini istedi.
3 Aralık 2013: Cemil Bayık, 2014 baharına
kadar süre tanıdıklarını, gerekli adımların atılmaması halinde çatışmaların
yeniden başlayabileceğini söyledi.
8 Aralık 2013: Diyarbakır-Bingöl karayolunda
dört rütbeli askeri kaçıran PKK, daha sonra askerleri serbest bıraktı.
11 Ocak 2014: HDP heyetiyle görüşen Öcalan
17-25 Aralık operasyonlarına ilişkin olarak; “Ülkeyi bir darbe ateşiyle yeniden yangın yerine çevirmek isteyenler
bizim bu ateşe benzin taşımayacağımızı bilmelidir. Her darbe teşebbüsü bugüne
kadar olduğu gibi bundan sonra da karşısında bizi bulacaktır” dedi.
17 Mart 2014: PKK’nın
silahlı yapılanması HPG Başkanı Murat Karayılan,
Öcalan cezaevinde olduğu sürece PKK’nin silah bırakmayacağını açıkladı.
21 Mart 2014: Diyarbakır
Nevruz alanında okunan mesajında; “Şu ana
kadar yürütülen bir diyalog süreciydi ve önemliydi. Bu süreçte iki taraf da
birbirlerinin iyi niyetini, gerçekçiliğini, yeterliliğini test etmiştir” dedi.
10 Temmuz2014: KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık,
PKK’nın tamamen silah bırakmasının "Öcalan’a özgürlük" ve "sürecin anayasal güvence" altına
alınması şartlarına bağlı olduğunu açıkladı.
18 Ağustos 2014: Diyarbakır-Lice'de PKK’nın
kurucularından Mahsum Korkmaz’ın heykeli dikildi. Heykelin kaldırılması
sırasında çıkan olaylarda bir kişi yaşamını yitirdi.
26 Eylül 2014: KCK
Eşbaşkanı Cemil Bayık: “Öcalan bizim
önderimiz. Biz bir önderlik hareketiyiz. Önderimize bağlıyız. Ama Türkiye adım
atmadan önderlik ‘hayır savaşmayın’ nasıl diyecek ki? Diyemez. Dese bile
savaşçılar bunu kabul etmezler. Biz savaşçıları zor tutuyoruz” dedi.
6 Ekim 2014: İmralı heyetiyle görüşen Öcalan,
çözüm sürecinde yeni adımlar atılması için hükümete 15 Ekim 2014'e kadar süre
verdi.
6-8 Ekim 2014: KCK ve
HDP’nin çağrısıyla Diyarbakır’da başlayıp, Türkiye’nin birçok iline sıçrayan
Kobani’yi protesto eylemlerinde 50 kişi hayatını kaybetti.
11 Ekim 2014: KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık
Kobani ve Türkiye'de yaşananlardan Hükümet’i sorumlu tuttu ve TBMM’den geçen
tezkerenin bir savaş ilanı olduğunu, sınır dışına çıkarttıkları tüm silahlı birliklerini
Türkiye'ye geri gönderdiklerini söyledi.
25 Ekim 2014: Hakkâri-Yüksekova’da, PKK’nın
saldırı emrini vermediğini açıkladığı olayda, sivil giyimli üç asker çarşı
merkezinde yüzü maskeli kişiler tarafından şehit edildi.
23 Kasım 2014: KCK Yürütme
Konseyi Üyesi Sabri Ok, “Hiç kimsenin
silah iradesi elinde olan bizler adına konuşması doğru değildir” dedi.
27 Aralık 2014:
Şırnak-Cizre’de PKK yandaşlarının Hüda-Par üyelerine saldırmasıyla başlayan
çatışmalarda üç kişi öldü, üç kişi
de yaralandı.
06 Ocak 2015: Şırnak’ın
Cizre ilçesindeki İç Güvenlik Yasa Tasarısı’nı protesto gösterilerinde çıkan
olaylarda bir kişi öldü, bir kişi yaralandı.
21 Mart 2015:
Öcalan’ın Diyarbakır’da okunan Nevruz mesajında: “PKK’nın Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yaklaşık 40 yıldır
yürüttüğü silahlı mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uymak için bir
kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim” diyerek,
Türkiye’ye karşı silahlı faaliyetlerine son vermesi için PKK’ya kongre çağrısında
bulundu.
11 Nisan 2015: Ağrı’nın
Diyadin ilçesinde çıkan çatışmada 4 asker yaralandı,
devam eden operasyonlarda ise 5 PKK’lı öldü, biri ise yaralı olarak yakalandı.
30 Nisan 2015:
HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, "Çözüm süreci bizim açımızdan yolun sonuna geldik, artık bunu
toparlama görevi hükümetindir. O da ne şartla olur? Hükümetin bize verdiği
sözlere ve mutabakatlara sahip çıkacağını deklare etmesiyle olur"
dedi.
05 Mayıs 2015:
KCK Eşbaşkanı Bese Hozat: “Silahsızlanma
kongresini toplamayı gündemden çıkardık” dedi.
Her şey 7 Haziran seçimlerine endekslenmiş
görünüyor. Seçimlerinden sonra PKK, Türkiye yönelik silahlı eylemler başlatır
mı? İhtimal vermiyorum. Neden derseniz? IŞİD’in Kobani ve Şengal’e saldırması
sonrası, PKK-PYD ile Batı dünyası -özellikle ABD ve Almanya- arasında bir yakınlaşma
meydana geldi. PKK, ABD başta olmak üzere; Batı’nın bölgedeki yeni stratejik
ortağı olarak görülmeye başlandı. PKK, Batı nezdinde kazandığı bu prestiji
berheva etme riskini göze alamaz.
(Bu yazı ilk olarak 11 Mayıs 2015 tarihinde yysam.org sitesinde yayınlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder