Türkiye’nin
siyasi tercihini yapacağı 7 Haziran’a sayılı günler kala, anket şirketlerinin gerçeklikten uzak,
taraflı sonuçlar yayınladığı bir ortamda, sağlıklı değerlendirmeler yapmak
oldukça zordur. A şirketinin yaptığı anket ile B şirketinin yaptığı ankette, partilerin
oy yüzdeleri arasındaki fark, şirketlerin düşünce, eğilim ve hissiyatlarına göre
hareket ettiklerini gösteriyor bizlere. Mevcut veriler HDP’nin % 9’u biraz
geçtiği yönünde. Bizim de öngörümüz bu yönde.
Kamuoyu,
siyasi partilerin seçim mitinglerindeki realiteden uzak vaatlerinden ziyade,
HDP’nin “Diyanet” karşıtı söylemlerine odaklanmış durumda. HDP'nin Diyanet karşıtı
söylemlerinin kaynağı Öcalan'ın kendisidir. Buyrun ispatı: “Din konusunda da şunları belirtebilirim. Geçmişte Hizbullah ile fiziki
soykırım, bugünkü manevi soykırım Diyanet imamları aracılığıyla yapılmaktadır.
Hizbullah'ın yerini bugün Diyanet almıştır. Bugün yaptıkları manevi-dini
soykırımdır. Halkımız bugün faşist-devletçi propaganda yapan imamlara rağbet
etmemelidir… Bugün Diyanet imamları aracılığıyla yapılan dini-manevi soykırım,
bu Hizbullah'ın fiziki soykırımından daha tehlikelidir.” (Abdullah Öcalan, 19 Eylül 2010 tarihli Avukat Görüşme
Notları’ndan)
Yine,
HDP’nin Diyanet karşıtı söylemlerinden ötürü bölgede ciddi bir oy kaybına
uğrayacağı şeklinde değerlendirme ve analizler yapılmaktadır. HDP’nin bu siyasi söylemleri nedeniyle
bölgede oy kaybına uğrayacağını iddia etmek gerçeklerle bağdaşmadığı gibi,
iddia sahiplerinin HDP tabanını da tanıyamadıkları göstermektedir. Geçmişte HDP
geleneğinden gelen partilere oy vermiş inançlı Kürtler, din ve Diyanet karşıtı açıklama ve söylemlere rağmen, bu seçimde de HDP’ye oy vereceklerdir. HDP "Ezanı Türkçeye çevireceğim"
demesi durumunda bile, bu kesim (bölgedeki feodal geleneği de göz önünde
bulundurursak) yine HDP'ye oy verecektir.
Çünkü bu kesim için “Kürt” kimliği ön plandadır. Yıllarca "etnisiteye"
dayalı uygulanan politikalar, bölgede karşıt Kürt kimliğinin oluşmasına neden olmuştur.
Kısacası her şeye rağmen, HDP'nin kemikleşmiş oyunda bir düşüş
olmaz/olmayacaktır.
Ermeni meselesi üzerinden Türkiye’yi istediği
şekilde baskı altına alamayan Batı, HDP’nin barajı aşamaması durumunda, son
dönemlerde stratejik ortak olarak gördüğü PKK ile yeni bir süreci başlatabilir.
Yoksa Batı’nın bir Ermeni meselesi olmadığı gibi, bir Kürt meselesi de
olmamıştır. Tek amaçları, uluslararası arenada Ermeni ve Kürt meseleleri
üzerinden Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışmak, “Kürt Sorunu”nun nihai çözümü
noktasında, gözlemci olarak, Türkiye’yi üçüncü bir ülkenin gözlemciliğine
mecbur etmektir.
AK
Parti, iktidara geldiği 2002 yılından bugüne kadar özellikle de “Kürt Sorunun
Çözümü” noktasında devrim olarak adlandırılabilecek sayısız yeniliğin öncüsü
oldu. Bu noktada AK Parti’nin hakkını vermek bizim de boynumuzun borcudur.
Ancak, 1990’lı yıllarda devletin “Kürtçe televizyon” konusunda düştüğü hataya, bugünlerde
“Kürtçe Kur’an meali” konusunda düşüldü. AK Parti, Diyanet’e yönelik eleştirilere, Diyanet’in
bastığı Kürtçe Kur’an meali ile cevap vermeye çalıştı. Kürtlerin bugünkü birincil problemi Kürtçe
Kur’an meali değil. Kaldı ki Kürtçe meal ilk kez devlet eliyle basılmış da
değildir. 1988 yılında Abdullah Varlı tarafından hazırlanan Kürtçe meal
yayınlanması için 1992 yılında Diyanet’e teslim edildi. Diyanet tarafından sakıncalı bulunan meal,
1994 yılında Varlı’nın kendi gayretleriyle yayınlandı. Yani isteyen yıllardır Kürtçe
meale zaten rahatlıkla ulaşabilmekte.
AK
Parti, toplumu din konusunda aydınlatma vazifesi bulunan Diyanet’in teşkilat
yapısını yeniden yapılandırabilir. 2015 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde 5, 743
milyar TL (Bu bütçe, Kültür ve Turizm,
Kalkınma, Çevre ve Şehircilik, Ekonomi, Sağlık, Dış İşleri ile Enerji ve Tabi
Kaynaklar Bakanlığı bütçelerinden fazladır) ödenek ayrılmasına rağmen, vatandaşın
kendi bağışlarından yaptırdığı cami ve mescitler ile bunların her türlü
giderlerine yeterli maddi desteği vermeyen Diyanet, Diyanet TV için Ahmet Hamdi
Akseki Camii altında kurulan televizyon ve devamlılık stüdyosuna milyonlarca lira masraf yapmıştır.
Diyaneti
kaldırmayı vaat edenlere neden tepki gösteriliyor ki, "din yok milliyet var" diyen zihniyeti ne çabuk
unuttunuz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder