9 Nisan 2015 Perşembe

7 Haziran Seçimlerinin Kilidi

7 Haziran seçimlerine iki ay kala, siyasi partiler kesinleşmiş aday listelerini YSK’ya teslim ettiler. Aday listelerinde çok sayıda sürpriz isim var. Bu seçimde Türkiye demokrasi tarihinin en renkli ve farklı adayları TBMM’ye girmek için yarışacaklar.

Aday listeleri, “Seçilmişlerin seçme özgürlüğü” adıyla tanımladığımız, Türkiye’de (Özellikle Doğu ve Güney Doğu’da) devlet ve siyaset eliyle kurulmuş feodal yapının, aday belirlemede etkili olduğu bir kez daha görülmüştür.

Aday belirleme aşamalarında en büyük sıkıntıyı AK Parti yaşamıştır. Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın ve parti teşkilatının tercihleri, aday belirlemeyi etkileyen temel faktörler olmuştur.  AK Parti tarafından açıklanan aday listeleri bu tezi doğrular niteliktedir. Nitekim aday listeleri açıklandıktan sonra Abdurrahman Kurt’un (Diyarbakır) ve Mehmet Emin Ekmen’in (Batman) adaylıktan çekildiklerini açıklamaları, sıralamaya gösterdikleri tepkilerdir. AK Parti’nin bölgedeki iki güçlü adayının istifası, en çok HDP’yi mutlu etmiştir.

Seçimlerinin kilit partisi şüphesiz HDP ve Dokuz ilde bağımsız adaylar ile seçimlere katılacağını açıklayan Hüda Par’dır. HDP, barajı aşıp aşamayacağı tartışmalarının yanında, listelerinde gösterdiği farklı isimlerle de dikkat çekti. Diyarbakır, Mardin, Batman, Şanlıurfa, Van, Bitlis, Bingöl, Şırnak ve Adana'da seçimlere bağımsız adaylarla girecek olan Hüda Par'ın,  üç milletvekili (Batman, Diyarbakır ve Mardin) çıkarması kuvvetle muhtemeldir. İlk etapta Altan Tan’ı liste dışı bırakan HDP’nin, sonrasında;  Tan’a yeniden adaylık teklifi yapmasının ve Diyarbakır’dan beşinci sıradan aday göstermesinin nedeni, bölgedeki rahatsızlık ve kısmi de olsa tepki oylarının Hüda Par’a gitmesini önleme amaçlı olabilir.

 

Türkiye’deki birçok kesim gibi Batı dünyası da HDP’nin barajı aşıp aşamayacağına ilişkin araştırmalar yapıyor.  Araştırmalarda en çok merak edilen konu, HDP’nin seçim barajını aşamamasının “çözüm sürecine” etkileri noktasında. HDP’nin barajı aşması yâ da aşmaması “çözüm sürecine” zeval getirir mi? Sanmıyorum. Çünkü HPD seçmeni de dâhil, bölge insanı süreci sahiplemiş, barışa sahip çıkmıştır. Bölge seçmenindeki baskın kanaat, HDP’nin barajı aşmaması durumunda Kandil’in elinin güçleneceği ve sürecin Kandil’in dayatmalarıyla daha da yavaşlayabileceği endişesidir. HDP’nin meclis dışı kalmasının bir başka riski ise Kandil’in de baskısıyla “demokratik özerklik”  söylemlerinin yeniden Türkiye gündemini meşgul edecek olmasıdır. 

7 Haziran seçimlerinde Alevi kesimden büyük oranda oy almayı hedefleyen HDP, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ı şehit eden DHKP/C’li teröristlerin öldürülmesi sonrasında yayınladığı başsağlığı mesajıyla (http://www.haberturk.com/gundem/haber/1060995-hdpden-taziye-mesaji-olumlerden-uzuntu-duyduk)  gösterdi. Yayınladığı başsağlığı mesajı, Alevi ve Sol kesimlerce dikkate değer bulunmuş olsa da daha önce kendilerine oy vermiş inançlı Kürtlerce tepkiyle karşılanmıştır.

HDP’yi seçimlerin kilidi konumuna getiren bir başka etken, Yüksek Seçim Kurulu’nda gerçekleştirilen kura seçiminde 13. Sırada yer alan Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) 7 Haziran seçimlerine katılmayacağını açıkladı. Seçimlerin boykot edilmeyeceğinin belirtildiği açıklamada “Partimiz, Haziran Hareketi’nin aldığı karar çerçevesinde AK Parti’nin sandıkta geriletilmesi için Haziran ilkelerine sahip çıkan ilerici güçlere dayanışma içerisinde olacaktır” denildi. ÖDP’nin bu açıklaması alenen olmasa da HDP’ye destek verileceği anlamına geliyor.

İddiası “Türkiye partisi” olmayı hedefleyen HDP’nin, öncelikli olarak; mevcut üslubundan vazgeçerek, Türkiye’ye hitap edecek bir dil ve üsluba kavuşması gerekir. HDP’nin, Öcalan’ın onayından geçtiği her haliyle belli olan aday listesiyle kısmi olarak bunu başardığı söylense de seçim sonuçları her şeyin cevabı olacaktır.

Siyasi partilerin aday listelerinin açıklanmasından önce yapılan anket sonuçları abartılı olmuştur. Her ne kadar, Türkiye’de adaydan çok parti liderlerinin tercih edildiği bir seçmen profili bulunsa da -iddialı olmamakla birlikte- seçim öngörümüz; AK Parti’nin  % 42-44, CHP’nin % 24-26, MHP’nin % 14-16 ve HDP’nin ise % 9.5-10.5 oranlarında bir oy alacağı yönündedir.

Bir “oy”un bile çok önemli olacağı bu seçimde, yurtdışı oylarının (tüm partiler için) ehemmiyetini de unutmamak gerekir.

Sonuç ne olursa olsun, 7 Haziran seçimleri Türkiye demokrasisi için yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır.

Kazanan demokrasimiz olsun…

Kazanan insanımız olsun…

Kazanan ülkemiz olsun…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder