“Dün geçti, bugün hâlâ yaşıyor…
Yarın doğacak” dedi.
Ve
şafak sökerken,
Kâinatın
merkezine aktı, gitti zaman.
Su
gibi, nefes gibi.
Biz
de sürüklendik, an be an…
Dur
dedim, dur lütfen!..
Ne
bu telaş, ne bu hengâme?
“Sırr-ı
ilahiyim.
Bilen
için değerli,
Bilmeyen
için yitik hazinelerden bir cüz…
İster
razı ol sus,
İster
pişman olduklarına küs.
Bendedir
günün ilk alevli çırası.
Her
derdin ve sıkıntının devası,
Her
şeyin ilacıyım.
Duramam
ancak!..
Tarihe
not düşerim” dedi;
Hasret
ile vuslatı,
Hayallerimin
avuçlarına koydu,
Geçti
zaman…
Memdoğlu…