Hayallerimiz
vardı çocukken…
Ne
kadar masum, ne kadar da merhamet doluydu
Kavga,
çatışma ve savaşların yaşanmadığı,
Acı
ve gözyaşının yerini,
Sevinç
çığlıklarının kapladığı bir dünya…
Her
yer yemyeşil olacak…
Hayallerimiz
vardı çocukken…
Dağlar
ve kırlarda,
Kuş
cıvıltıları arasında kelebekler gibi uçuşacak,
Uzun
mesafeleri kısa zamanda aşıp,
Akşama,
evimizin arka penceresine konacak,
Uykuya
dalınca,
Gündüz
hayal ettiğimizi rüyalarda da görecektik…
Büyüyecek,
pembe panjurlu olmasa da
Pembe
tadında bir yuvaya sahip olacak,
Gökyüzünü
dolaşıp, âlemi sergüzeşt edecektik…
Çocuksu
gülüşlerin su sesiyle yankılandığı,
Öksüz,
yetimlerin barınmadığı,
Kötünün,
kötülerin can yakmadığı,
Karanlıkların,
iyilik meşaleleriyle aydınlandığı,
Gecelerini
kelebeklerin kanatlarıyla renklendirdiği,
Çocukların
mutlu olduğu bir dünya…
Hayallerimiz
vardı çocukken…
Üzüntü
ve tasanın yerine, ümidin yeşerdiği,
İnsanların
ıstırap çekmediği,
Daha
çok sevileceği bir dünya…
Yaratılış
fıtratına göre hareket edebilen bizlerin,
“Adalet”i
hâkim kılabildiği bir dünya…
Ey
beyaz zambaklar ülkesinin beyaz gülleri!
Ey
masumiyetin sembolü çocuklar!
Affedin
bizi, masumiyeti kirlettik!…
Memdoğlu...