Hey
gidi yalan dünya!...
Dağına,
taşına, toprağına…
Havasına,
suyuna, denizine…
Yeşiline,
sarısına, mavisine…
Her
şeyi sığdırdın da bir yüreği mi sığdıramadın içine?
Yük
olan yürek miydi sana?
Yoksa
sen miydin yüreğime yük?
Hey
gidi yalan dünya!
Özün
bir avuç toprakken, sözün neden doyumsuz?
Tespih
taneleri gibi akarken parmaklarımın arasından hayat,
Tanelere
mi sığdıramadın bir yudum mutluluğu?
Hey
gidi yalan dünya!
Gecelerin
gündüzlerin,
Rengârenk
çiçeklerin de yalan.
Birbirine
tutunmuş kar taneleri gibi,
Hem
sarıyor, hem üşütüyor
Ve
bir damla suyla paramparça oluyorsun.
Hey
gidi yalan dünya!
Unuttun
mu?
Dönüşü
olmayan ayrılıkların var…
Koskoca
bir ömür geçti.
Esirgediğin
o güzellikler,
Ne
sana, ne de bana oldu yar.
Bize
kalan yalnızca bir avuç toprak…
Memdoğlu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder