Ey Bad-ı Saba!
Merhaba.
Hiç
esmiyor, selam da vermiyorsun artık...
Oysa
ki!
Senden
haber bekleyen,
hüzünlü
bir kalp, yaralı bir yürek vardı.
Unuttun
mu?...
Hatırlar
mısın?
Fecr ile birlikte
açık
penceremizden içeri girer...
sadece
hanemize değil,
gönlümüze
de ferahlık ve huzur verirdin...
Hatırlar
mısın?
Şafaktaki
o esintilerinde,
ağaç
dalları kıyama durur...
yapraklar
ve dallara konan kuşlar ise
"Hû"
der, zikre başlardı...
Hatırlar
mısın?
Yağmur ile birlikte coşan akarsular
toprağa,
toprak nebatata, nebatat
insanoğluna
nazire yapardı..
İnsanoğlu?
Ah
insanoğlu!
Kuşların
bile göç etmediği zemheride,
insanları
yerinden ve yurdundan ederek
göçe
zorlayan,
merhamet
yoksunu insanoğlu (!)...
Merhamet...
Mehmet Memdoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder