Sevgi; saf, temiz ve karşılıksız insani bir
duygudur.
Bu manadaki temiz bir sevgi ancak çocuklarda
bulunabilir. Bu nedenle, bazen çocuk olmak, temiz saf ve karşılıksız bir sevgi
için çocukluğumuza gitmemiz ve o günleri yaşamamız gerekir.
O çocuksu sevgiyi günümüze taşıyabilmiş miyiz?
Sevgimizi, kalbimizi temiz tutabilmiş miyiz?
Sevgisini o çocuksu haliyle bugüne taşıyabilmiş ve
hiç kirletmemiş birini tanıyorum.
Can yoldaşım, hayat arkadaşım, sevgili eşim.
Çocuk denecek bir yaşta “sevgi” kadar temiz kalbiyle,
“sevgi”nin
ne olduğunu bilmeden; “sevgi”sini tarif edebilecek kelimeleri
bir araya getiremeden, birlikte bir yaşam için; “sevgi”si uğruna her şeyi karşısına alan sevgili eşim!...
“Sevgi nedir?” dediğimde “sen” diyebilecek kadar, gözünü
budaktan ayırmayan sevgili eşim...
“Sevgi”si
için acı çeken…
“Sevgi”si
için yalnızlık çeken…
“Sevgi”si
için yokluk çeken sevgili eşim!...
Sevgili eşim!
Bu kadar sevmemiş olsaydın, belki de bu bedelleri
ödemeyecektin. Kim bilir?
Sevgili eşim!
Sevgin her zaman bana bir ışık, bir yol oldu…
Sevgin, dünyadaki en büyük sermayelerimden oldu.
Gözlerinde o ilk günkü “çocuksu” ışıltıları görünce,
sana ve sevgine olan saygım bir kez daha artıyor.
Sevgili eşim!
Beni hep mutlu ettin, hayatıma renk kattın, evime
huzur getirdin.
Sırdaşım, arkadaşım, yoldaşım oldun.
Şunu bil ki “eş”ten öte bir “eş” oldun…
Çeyrek asır oldu, sende ki o çocuksu masum sevgi hiç
ama hiç kaybolmadı.
Söyler misin?
Hep çocuk kalmayı nasıl başarabiliyorsun?
Yarabbi!
Ona sağlık, sıhhat ve afiyet ver…
Onun sevgisinin hatırına, bizleri sırat-ı
müstakimden ayırma…
Onun yaşadığı sıkıntıları, çektiği acıları
günahlarına kefaret kıl, dünya ve ahiret de bizi birbirimizden ayırma…
Memdoğlu...
Memdoğlu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder