19 Haziran 2016 Pazar

Samanyolu Yıldızı Gibisin!…


Çıktığında,
Işığına ışık katarak aydınlık saçıyor,
Baktığında,
Karanlığını üstüme örterek görünmezliğe bürünüyor,
Gündüzleri ise
Peşimi bırakmayan gölgem gibi oluyorsun.

Peki ya gece?
Gece olunca beni hatırlamayan,
Çıkışının sebebini aydınlığına bağlayan,
Ve bulutların arkasına gizlenen ayın
Yeryüzünü aydınlattığın kadar…
Yüzümü ve yüreğimi aydınlatıyorsun.
Ömrün güneş doğana kadarmış…
Onun ne ısısına, ne de ışığına dayanabiliyor,
“Yarın akşam tekrar doğacağım” der gibi,
Kendi aydınlığını toplayarak
Yüzümden ve yüreğimden ışığını alıp gidiyorsun.

Gidiyorsun diye,
Artık ne gökteki yıldızları, ne gece doğan ayı,
Ne de gölgemi sever oldum.
Kuyruğun ne kadar da uzun ve göz alıcı…
Sen gökte süzülürken,
Bir ucundan tutunayım istiyorum.
Ay şeklini almış cismine ram olayım,
Seninle birlikte yeryüzünü izleyeyim diyorum.
O gece doğmuyor,
Yüzümü de yüreğimi de karanlıkta bırakıyorsun.

Ey samanyolu!
Ya yüksel saç ışıklarını, yıldızlarınla taç ol başıma.
Ya da!
O heybetinle yükselme gökyüzüne, gösterme yol âşıklara.

Memdoğlu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder