10 Aralık 2014 Çarşamba

SEÇİM BARAJI VE HDP

2015’in Haziran ayında yapılacak olan genel seçimlere yaklaşıldıkça, Türkiye siyasetinin tansiyonu her zamanki gibi yükselmeye başladı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın %10 barajı ile ilgili sorulara 1995 yılında yüzde 10 barajını "temsilde adalet,yönetimde istikrar" ilkesine aykırı bulmamış, sadece yüzde 10 barajı devam ederkenilaveten yerel barajlar getirilmesini iptal etmişti. (Karar No. 1995/59)” açıklaması, seçim barajı tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

12 Eylül 1980 askeri darbe anayasası ürünü olan %10 seçim barajı, geçen 35 yıllık süre içerisindeki seçimlerde “temsilde adaleti” sağlayamamıştır. Yüksek orandaki seçim barajı en çok HDP’nin de geldiği gelenek olan Kürt siyasi partilerini etkilemiştir. 

Türkiye’deki bütün eğilimlerin TBMM’de temsil edilmesinden yanayım, bu demokrasinin de gereğidir. Ancak, barajsız bir seçim sistemi, demokrasi kültürü tam oturamamış Türkiye için istikrarsızlık başta olmak üzere,  olumsuz sonuçlar doğurabilecektir. Mevcut şartlarda yapılacak bir düzenleme ise genel seçim sonuçlarını büyük oranda etkileyecektir. % 7 ya da %5’lik bir düzenleme sonrası, TBMM’deki aritmetiğe bakıldığında, kazananın HDP olacağı tartışma götürmez bir gerçektir.

Daha şimdiden kimi kamuoyu araştırma şirketleri tarafından yapılan seçim anketlerinde HDP’nin %4,5-%5 arasında gösterilmesi ise bir çeşit siyasi mühendislik çalışmasıdır, doğru değildir ve Türkiye gerçeğini yansıtmamaktadır. Bugünkü şartlarda yapılacak bir seçimde HDP, %10 barajını aşabilir mi? 6-8 Ekim Kobani olayları öncesine kadar ihtimal dâhilinde de olsa evet, aşabilirdi. Hatırlayın, Selahattin Demirtaş’ın 10 Ağustos Cumhurbaşkanı seçim çalışmaları süresince kullandığı dil ve vermiş olduğu mesajlar, seçmen nezdinde karşılık bulmuş, bunun sonucu olarak Demirtaş, %10’a yakın bir oy almıştı.

6-8 Ekim olayları öncesinde, Kandil’in de dayatmasıyla kendi tabanını sokaklara döken HDP, eylemler sonrası sebebiyet verdiği acı tablo nedeniyle, Türkiye ve uluslararası kamuoyunda bozulan  imajını düzeltmek için 1 Kasım’da “Dünya Kobani Günü”  etkinlikleri düzenledi. 6-8 Ekim’in aksine sağduyulu davranan HDP, şiddet olaylarının yaşanmasına sebep olmamış olsa da Kobani olayları, HDP’ye sempati ile yaklaşan  seçmen  üzerinde büyük bir hayal kırıklığı yaşattı.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Bugün Gazetesi’nde yayınlanan röportajında, TBMM’ye sunulan Güvenlik Paketi Yasasına ilişkin, "Yasayı miting ve eylemlerle engelleyeceğiz. Bu yasayı çıkarırsan ters teper." açıklamasına, Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Demirtaş'ı uyarıyorum; Bundan sonra şehirleri kan gölüne çevireceklerini söylüyorsa dökülecek her kandan Demirtaş sorumludur. Kamu düzeni herkese lazım, Demirtaş'a da lazım" diyerek cevap verdi. İktidar partisi ile başta Selahattin Demirtaş olmak üzere HDP’li yetkililer, toplumu gerecek; kamuoyundaki kutuplaşmayı daha da derinleştirecek açıklamalardan kaçınmalıdırlar. Bugüne kadar Türkiye’ye hiçbir şey kazandırmamış olan siyasi kutuplaşmalar, bugünden sonra da bir şey kazandırmayacak, aksine Türkiye’ye kaybettirmeye devam edecektir.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, “Savunduğumuz şeylerin yüzde 10 bile değeri yoksa varsın parlamentoda olmayalım.” ifadesi, HDP’nin 2015 genel seçimlerine parti olarak katılacağı iddialarını güçlendiriyor. HDP, %10 seçim barajını aşması halinde, hatırı sayılır oranda milletvekili çıkaracak ve Türkiye siyasetinin şekillenmesinde önemli bir mevzi kazanacaktır.

Seçim barajını aşamamış bir HDP’nin ne yapacağını ve nasıl bir politika izleyeceğinin ipuçlarını yine Selahattin Demirtaş veriyor. Demirtaş, Süreç başladığında talepler belliydi. Hükümet ne yaptı? Hiçbir şey. O yüzden süreç ilerlemiyor. Demokratik özerklik olmazsa olmazdan çok, tartışılması gereken bir mevzu” diyerek, seçim barajı engeline takılarak TBMM dışında kalan bir HDP’nin “demokratik özerklik” ilan edebileceğini ima ediyor. HDP böyle tehditkar mesajlar vermekten vazgeçmeli, mevcut seçim barajını aşmak için çalışma yapmalı, yeni politikalar üretmelidir. Sekülerizmin etkisindeki politikalar, HDP’yi marjinal bir siyasi parti olmaktan öteye götüremeyecektir.

Türkiye’yi zor bir seçim ve yine zor bir yıl bekliyor. Kürt sorununu büyük oranda çözmüş, önümüzdeki haziran ayında yapılacak seçimlerde temsilde adaletin sağlandığı bir Türkiye temennimizdir.

Hayırla kalın efendim…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder