Allah’ın en
büyük hediyesidir gözler…
Hele ki
renklileri…
En özeli ve en
güzeli de
Rengiyle kimi
gönüllere nakış nakış işlenen
Ve kırk yıl
hatırı olan kahvenin rengidir.
Kahve!
Dibeklerde
incitilmeden dövülene “mırra” derler.
Kısık ateşte
saatlerce pişirilir.
Tadı acı ama!
Bir fincanına
kırk yıl değer biçilir.
Yâr eliyle,
Toz haline
gelinceye kadar dövülene,
“Kahve” derler,
dövüldükçe kıymetlenir.
Acı da olsa,
şekerli de olsa değişmez,
Kahve fincanının
yükü de ağırdır,
Onun da kırk yıl
hatırı vardır.
Acı mırraya,
Şekerli kahveye…
Kırk yıl değer
biçen Sevgili!
Kahveye rengini
veren gözlerin,
Hiç hatırı yok
mu?
Anlatır göz, anlayanı
bilince.
Dertleşir, içini
döker...
Kahvenin rengi kahveyle,
yudum yudum içilir,
Baktıkça közde
pişen kahve gibidir.
Bazen pişmanlık,
bazen heyecan, bazen de hüzün…
Kimi zaman da
ılık ılık süzülerek
“Aşk”ın en saf
haliyle bakar…
Ey kahvenin
rengiyle nazar eden Sevgili!
İşte!
Baktıkça kahverengi
gözlerine,
Yavaş yavaş
pişiyoruz…
Memdoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder