Çocukluğumuzda
uçurtmaları ne çok severdik.
Onlar
yükseldikçe bizi de götürüyor…
Dünyaya
kuşbakışı bakar, özgürce seyri âlem ederdik.
Bizler
büyüdükçe,
Uçurtulmalar
yükselmiyor artık.
İpler
elimizde, uçurtmalar dalgalanmıyor,
Sam
yeli misali
Özgürlüğümüz
de kayboluyor.
Ya
çocukluğumuzdaki gibi
İpi
tutmayı bilmiyor,
Ya
da ortada tutulacak bir ip yoktu...
Uçurtmalar
beni bırakıp,
Sen’i
de aldılar.
O
kadar uzaklara götürdüler ki
Ne
bir daha beni aldılar,
Ne
de Sen’i geri gönderdiler.
Meğer!...
Uçurtmaların
da masumluğu
Çocukluğumuzda
kalmış.
Ey
Uçurtmalar!
Hatırlıyorsunuz
değil mi?
Ne
kadar da güzeldi o günler.
Ne
güzel şeydi
En
yakınındakilere canımın yarısı diyebilmek.
Onlara
içini döküp,
Hem
ağlayıp, hem de gülebilmek.
Onları
sonsuza dek,
Yüreğinin
en güzel yerinde taşıyabilmek.
İşte
böyle yüreğimin yarısı, işte böyle…
Hayat
da en güzel şeydir,
Koşulsuz
ve karşılıksız sevebilmek…
Memdoğlu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder