Tek
hecelik bilmece, nadide bir gonca gül,
Ne
zormuş, onu yüreğinde saklamak.
Sussa
da dil, od gibi yakıyor yâri beklemek.
Hasreti
yudum yudum yutarken acıyla,
Sessizliğe
büründü ruhum, senden uzakta.
Her
içtiğim katrede çekilirken içim,
Yeter
ki sen dön, yerine ben giderim.
Sararmış
yaprak gibiydi aynanın yüzü.
Kırışık
kaş altında iki çift gözü,
Emanet
ederken, kalbi; kalbe koyana!
“Bu
kaçıncı veda?” dedi, sonbahara!..
Memdoğlu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder