Hamdık…
Can
diliyle, yâr eliyle yoğrulduk…
El
eliyle, el diliyle…
Ayırdılar
yârden, ayrı düştük…
Zemheri
gecesi soğuğuna boyun bükmedik,
Yeşerdik…
Bahar
aylarında bilmem kaç kez budandık,
Filizlendik…
Yazın
en sıcak günlerine direndik,
Kurumadık,
toprağa kök saldık…
İhanet
şebekelerinin tuzaklarına düşmedik,
Ayakta
kaldık…
Hakk’a
inandık, hakikatten ayrılmayıp,
Zalime
boyun eğmedik…
Zulme
ortak olmadık.
Güzelim
ülkeye, ülkem insanına hizmet ettik…
Şükür
bedel ödedik…!
Hazan
mevsimi Sonbahar’da,
1 Eylül günü…!
“İnsan”(!)
eliyle hazırlanan,
Odunu
iftira ateşinden kör bir kuyuya itildik…
Yandık,
yakıldık…
İsyan
etmedik, imtihan dedik O’na sığındık…
Tabii
ki Yusuf değildik ama Yusuf gibi masumduk.
Elhamdülillah!...
Memdoğlu…