“Kollarına yuva yaptım,
Yıkılma; ayakta kal!” dedi
beyaz güvercin.
Dile gelmişti bir kez ve
devam etti…
“Aç sevgiyle ördüğün gönül
şemsiyesini.
Dökülsün ayaklarıma sevdanın
her zerresi.
Sarsın bedenimi o sımsıcak
kokun.
Sen de kaybolsun, sana bakan
o ela gözler.
Bak, mesut olasın diye,
Ağaçlar yoluna sermiş yapraklarını.
Renkleriyle kuşak yapmış
gökyüzü.
Elinde bu kadar nimet
varken,
Sen ‘yolumu kaybettim,
mutsuzum’ diyorsun.
Kalbini karanlığa gömüp,
Gözlerinden yaş mı
akıtıyorsun?
Sevdiklerine sırtını dönüp,
Karalar içinde karanlıklarla
yoldaş mı oluyorsun?
Sen hâlâ yarınından şüphe mi
ediyorsun?
Bir damla umudumuz
olmasaydı,
Sarılır mıydık gönlümüzün
aktığı yere?
Acılar içinde bakarken
Sevgili’nin silüetine,
Güler miydi yüzümüz?
Haydi, bırak umutsuzluğu!.
Seninle umuda yelken
açanlardan,
Boynuna dualar asanlardan,
Gözlerine hayalini
koyanlardan
Seni sevenlerden esirgeme
tebessümünü.
Yol belli, Allah var, gam
yok” dedi
Ve özgürlüğe…
Sonsuzluğa uçuverdi…
Memdoğlu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder