Görünce o fidan
boyu,
Kıskanırdı yâri köknar çamları…!
Rüzgâr estiğinde kokmaz,
Utanırdı yaylanın yaban
gülleri.
Zülüfleri, uzamış
tay yelesi.
Gözleri, amber
balı…
Deniz gibi hırçın…
Su kadar duruydu
yüreği…
Bahtım
olan gönlümde
Öyle
bir yer edindi ki!?
Süreyya
yıldızı olup,
Aydınlattı
dünyamı.
Sevgili
oldu, hasret oldu,
Yâr
oldu, yaren oldu…
Ateş
olup yaktı!...
Vuslata
erdirdi ruhumu.
Ateş
mi âşk olur!?...
Yoksa
âşk mı ateş!?…
“İşte
öyle!” deyip,
Bildirdik
arzu halimizi.
Hakikat
mi?
“Âşk”
bize ateş oldu!?…
Memdoğlu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder