İsraf,
kelime olarak gereksiz yere para harcama ve savurganlık anlamına geldiği gibi,
meşru sınırların ötesine geçme; imkânları ve sahip olunan değerleri, gerekli
görülen yerler dışında veya gereğinden fazla harcama anlamına da gelmektedir.
İsraf
denilince aklımıza öncelikli olarak para, mal ve mülkün israfı geliyor. Oysaki
israf sadece mal ile olmuyor. Ekmek, su, giyim, enerji, kâğıt israfının yanında
kelam, (söz) işgücü, zaman ve hepsinden önemlisi ömrün israfı denilen, hayatımızı
faydasız şeylerle meşgul etmeyi de sayabiliriz.
Yazımıza
konu olan israfın çeşidi, devlet kurumlarında (özellikle bakanlıklar ve bağlı
genel müdürlükler ile bazı üst kurullar) “strateji ve APK uzmanı, müşavir,
uzman” gibi kadrolarda bulunan ve işgücü
israfı içerisinde değerlendirebileceğimiz atıl durumdaki bürokratlardır.
Türkiye’de
kamu personel rejiminde önemli sorunların olduğu ve sistemin temelinde liyakat,
kariyer ve sınıflandırma ilkelerinden kaynaklı problemlerin varlığı
bilinmektedir. Mevcut kamu personel yönetiminin modern insan kaynakları
yöntemlerinden uzak olduğu ise bir başka eksiğimizdir.
Kendi
alanlarında yetişmiş birer uzman olan bu bürokratlar, maalesef farklı tercihler
(siyasi düşünce, politik tercih, inanç vb.) nedeniyle çoğunluğu hiçbir iş
yapmadan çalıştıkları kurumlardan hatırı sayılır oranlarda maaş
almaktadırlar. Bu kurumların başında
Emniyet Genel Müdürlüğü ilk sırada yer almaktadır.
Türkiye’de 81 il var. Ancak Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde
birinci sınıf emniyet müdürü sayısı iki bine yaklaşmış durumda. Hepsinin bir
anda il emniyet müdürü olmaları mümkün değil. Polis müfettişleri ve başmüfettiş
olarak istihdam edilenler çıkarıldığında, yüzlerce birinci sınıf emniyet müdürü
yaş haddinden emekli olacakları günü beklemektedirler. Bu durum, 3201 Sayılı
Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun günümüz şartlarına uygun olarak düzenlenmesini zorunlu
kılmaktadır.
Bir başka
örnek, devletin yayın kanalı olan TRT
Genel Müdürlüğü. Özellikle son yıllarda yönetim kadrolarında sıklıkla yaşanan
değişiklikler nedeniyle Genel Müdürlük bünyesinde yüzlerce eski yönetici
“strateji uzmanı” kadrosuyla işlevsiz bir durumda beklemektedir.
Yine geçtiğimiz yıl
yasalaşan Millî Eğitim Temel Kanunu ile atıl durumdaki yüzlerce bürokratın
eğitime kazandırılması planlanmış olmasına rağmen, Millî Eğitim Bakanlığı
bünyesinde de atıl durumda bekletilen yüzlerce bürokrat bulunmaktadır.
Örnekleri çoğaltmak mümkün, benzer sorunlar birçok bakanlıkta da yaşanmaktadır.
Medyaya da yansıyan ve geçtiğimiz
günlerde TBMM’de önce alt komisyonda, daha sonra üst komisyonda AK
Parti milletvekilleri tarafından verilen ve son anda geri çekilen önergeye
göre, bazı bürokratların görev süreleri dört yıl ile sınırlandırılması
planlanıyordu. Görev
süreleri dört yıl ile sınırlandırılması düşünülen bürokrat kadroları:
Başbakanlık, bakanlıklar ile bağlı,
ilgili ve ilişkili kuruluşların merkez teşkilatında ek göstergesi 6 bin 400 ve
daha yüksek tespit edilen yönetici kadrolar,
Merkez teşkilatında genel müdür
yardımcısı, birinci hukuk müşaviri, daire başkanı, grup başkanı, yükseköğretim
kuruluşlarının genel sekreter ve genel sekreter yardımcısı ile ek göstergesi
genel müdür yardımcısı düzeyinde veya daha yüksek tespit edilen kurum, kurul ve
birim başkanı, kurum, kurul ve birim başkan yardımcısı unvanlı kadrolar,
Taşra teşkilatındaki il ve bölge
teşkilatlarının en üst yöneticisi konumundaki defterdar, başkan, müftü ve müdür
unvanlı kadrolar.
Bu kadrolara atanan bürokratlar,
görev süresi 4 yılla sınırlı olmakla birlikte süresi dolmadan da her zaman
görevden alınabilecek.
Mevcut bürokratlar açısından dört
yıllık süre, yeni yasanın yürürlüğe gireceği tarihte başlayacak. Fakat hükümet
birlikte çalışmak istemediği mevcut bürokratları, dört yıllık sürenin başladığı
günün ertesinde görevden alabilecek.
Pansuman tedbirlerle sorunlar geçici
olarak çözebilir ancak ülkenin ve toplum olarak, ulaşmak istediğimiz hedefleri
gerçekleştirmek için, öncelikli olarak demokrasinin çıtasını yükseltecek,
katılımcı, sivil yeni bir anayasa hazırlamak; yeni anayasa ile birlikte, mevcut
atıl durumdaki personeli değerlendirecek kamu personel reformunu devreye
sokmalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder