Yüreğime
ışık olan o efsuni bakışların yoktu ama!..
Odama
sinmişti yine gül kokun.
Perdede
asılı kalmış, huzur veren tebessümün...
Kapı
eşiğinde, virdindeydi sükûtun...
Bilirim
gül-i hamrâ!..
Diyar diyar
gezip aranılana vefa,
Özlemi ve
hasreti çekilene sevda,
Engin bir
gönülde “yok” olana âşık derler.
Maşuk için goncagüldür
madde üstü gönüller.
Bilirim,
gönlü engin olanın sevdası derin,
Vefası temiz
olanın aşkı "hiç" olurmuş.
Bilir misin
gül-i hamrâ?!.
Yüreğimdeki
sancı kaçıncı hasadın arifesinde?
Ömür ki!..
Yaşanmamış
baharın keşkeleriyle,
Akıp giden
zamanın dönen dairesinde…
Bilirim
gül-i hamrâ!..
Mevsimler
geçse de...
Bir hüznün
kıyısında buluşur elbet yarım kalmış hayaller.
Düş'te
kalmak da var,
"Ömrüm"
dediğin bir sabaha uyanmak da...
Ömür ki!..
"An"
kadar yakın, "dem" kadar uzak...
Ömür ki!..
Hep seni
sevecek, hep seni bekleyecek...
Memdoğlu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder