Kömür
karasıydı gözleri!...
Yaprağından
yaş damlayan
Goncagül
misali ıslatıyordu toprağı…
Öyle
bir bakış ki!...
Gökyüzü
kadar aydınlık…
Nilüfer
çiçeği kadar saf ve temiz…
Hüzün
ki!...
Örtü
olmuş, ilmek ilmek dokumuş
Ruhundaki
o derin yaraları…
Bir
ümit ki!..
Kafdağı’nı
mesken tutan
Zümrüdü
Anka kuşunun kanatlarında saklı…
Bir
özlem ki tutunuşları!...
Hasretin
yağmurdan ıslanmış ipine,
Acının
yakıcı ateşine uzanırdı elleri…
Gül
rahiyasından farksızdı sözleri!...
Dokununca,
yeşertiyordu…
Susuz
kalmış çorak yürekleri…
Memdoğlu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder