1 Eylül 2016 Perşembe

Bir Garip Yolcu!...


Anadolu’nun bağrından yetişmiş,
Açlığı, yokluğu, kederi ve hüznü tatmış,
Din, vatan ve millet sevdasıyla yoğrulmuş,
Anne baba şefkatiyle büyümüş,
Sıradan, garip bir yolcu…

“Acı Bisküvi”nin acısını
Yıllar geçmesine rağmen kalbinde taşıyan,
Hatırladığında ise
Gözlerinden inci misali yaşlar dökülen,
Yüreği yaralı bir garip yolcu…

Ağaçlar çiçek açarken bile,
Vakti geldiğinde o çiçeklerin
Döküleceğini düşündükçe hüzünlenen,
Her canlıda farklı hayatlar bulup
Her renkten bahçeler kuran bir garip yolcu…

Kalbine O’nu nakşetmeye gayret eden
Özü sözü açık, zikri hafî,
Elinde kalemi ve kâğıdı
Yüreğine düşeni satırlara döken,
 Zamane çelebisi garip bir yolcu…

Kalbi ve bedeni yorgun, musibete sabır,
İftiraya uğramışken O’na sığınan,
Ve O’ndan ümidini kesmeyen…
Yükünü "imtihan" olarak gören bir garip yolcu…

“Halka hizmeti, Hak’a hizmet” olarak gören,
O’ndan başkasına boyun eğmemiş,
Hak ve hakikat âşığı,
Cüssesinden büyük yürek taşıyan garip bir yolcu…

Maziyi hatırlayıp her aynaya baktığında
Ağaran saç ve sakallarından
Ve kemale erdiremediği kalbinden ötürü
O’ndan af dileyen…
Bugünün mazlumu, bir garip yolcu…

Memdoğlu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder