15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, başta TSK olmak
üzere kamu kurumlarındaki yapılanma nedeniyle PKK ile mücadelede küçük de olsa
bir zafiyet oluşabilir. Bu ortamda, ülkedeki mevcut durumu kendileri için
fırsata çevirmek isteyen PKK ve müttefikleri, saldırılarını bölge ile
sınırlandırmak yerine daha geniş bir alana (Karadeniz Bölgesi’ne) yayabilirler.
PKK’nın 15 Temmuz sonrası saldırıları incelendiğinde, terör örgütünün bu amacı
güttüğü görülecektir. PKK bu süreçte, Halkların Birleşik Devrim Hareketi
(HBDH) ile ittifakını devam ettirecektir.
15 Temmuz darbe girişi sonrası PKK saldırılarına
bakıldığında:
19 Temmuz’da Trabzon’un Maçka ilçesi Çatak mevkiinde
polis kontrol noktasına yönelik düzenlenen saldırıda üç polis şehit
olmuş, dördü polis memuru beş kişi de yaralanmıştı.
22 Temmuz’da Diyarbakır Ergani’de PKK’lı
teröristlerce hücre evi olarak kullanılan bir eve yönelik düzenlenen
operasyonda üç polis şehit olmuş, iki polis de yaralanmıştı.
24 Temmuz’da Tunceli Ovacık’taki saldırıda bir
polis şehit oldu, iki polis
yaralandı.
25 Temmuz’da Mardin’in Kızıltepe-Viranşehir
karayolunda PKK’lı teröristlerce tuzaklanan el yapımı patlayıcının infilak
etmesi sonucu üç polis şehit olmuştu.
26 Temmuz’da Van’da bir asker şehit edildi,
iki asker de yaralandı. Diyarbakır-Silvan’da bir asker şehit edildi.
27 Temmuz’da Siirt’te üç asker, Hakkâri’ de iki
polis şehit edilmiş, biri sivil, onu polis olmak üzere on bir kişi de
yaralanmıştı.
29 Temmuz’da Hakkâri Çukurca’da sekiz asker
şehit olmuş, yirmi iki asker de yaralanmıştı.
31 Temmuz’da ise Ordu’nun Mesudiye ilçesi Topçam
bölgesinde operasyona çıkan jandarma birliklerine PKK’lı teröristlerce açılan
ateş sonucu üç asker şehit olmuş, iki asker de yaralanmış, Şemdinli’deki
saldırıda ise bir asker şehit olmuş, altısı da yaralanmıştı.
02 Ağustos’ta Bingöl’de PKK’lı teröristlerce bombalı
aracın patlatılması sonucu yedi polis şehit olmuş, ikisi de
yaralanmıştı.
36 şehit. 15 Temmuz darbe girişiminin sonucuna
benzer acı bir tablo…
PKK’nın şehir merkezlerine indirgediği hendek ve
barikat stratejisinin sonucu olan çatışmalar, bir film şeridi gibi bir kez daha
gözlerimin önünde akıp gitti. O dönem de şu soruyu hep sormuştum: “Bu şehir
merkezleri cephaneliğe dönüştürülürken, devlet neredeydi? Devletin istihbarat
kurumları, devletin güvenlik unsurları neredeydi?” O dönemde kendimce cevap
bulamadığım bu sorulara, maalesef bugün de tatmin edici cevaplar bulamıyorum.
İşte, 15 Temmuz darbe kalkışmasının bütün detayları
anbean verilmiş olmasına rağmen, bu
vahşeti “tiyatro ve senaryo” olarak
görüp FETÖ’cü ağzıyla yorumlamak, PKK’nın FETÖ ile muhtemel bağlantı ve
ilişkilerinin olabileceğini akıllara getiriyor. “Ne var ki çağdaş
Nemrutluğu tesis etme sevdasından vazgeçmeyen Erdoğan’ın firavun inadı bu
çabaları akim bıraktı… Bu çağdaş Nemrut bugün Önderliğimizi yine ateşin içine
atmış durumdadır” ifadelerini kullanan bir aklın,
(KCK’nın) “Yoksa kim görmüş Hazreti Hüseyin
ve çevresindekilerin Yezid’den özür dilediğini; mazlumların Haccâc-ı Zâlim’den
özür dilediğini, Musaların Firavunlardan özür dilediğini, İnsanlığın İftihar
Tablosu’nun Ebu Cehillerden, Utbelerden, Şeybelerden özür dilediğini kim
görmüş?” ifadelerini
kullanan ( F. Gülen) bir akıldan, kendi paylarına düşen dersleri almış
olamazlar mı?
Geçmişte de Öcalan’ın, “Ben Fethullah Hoca’yı takip ediyorum, okuyorum. Olumsuz
değerlendirmiyorum. Kürdistan’da okulları cemaatleri var, örgütlüler.
Demokratik temelde, karşılıklı yaklaşımlar olabilir” (A. Öcalan,16
Ağustos 2009 Tarihli Avukat Görüşme Notlarından) “Hatta Fetullah Gülen’le bile oturup konuşulsa bir çözüm
geliştirilebilir ama CHP ve MHP ile bir çözüm geliştirilemez,
geliştirilemiyor.” (A. Öcalan, 04 Aralık 2009 Tarihli Avukat Görüşme
Notlarından) açıklamalarından
sonra, -özellikle de bölgede- PKK ile
FETÖ müntesipleri arasında ciddi bir ilişki kurulmuş olabilir.
Uluslararası üst aklın bir başka ürünü olan KCK, “Önderliksiz
yaşam olmaz” dedik. Önderliksiz yaşamı cehennemdekinden beter bir yaşam olarak
değerlendirdik. Bu yüzden uyarıyoruz: Bize cehennemi yaşatanlara biz de
cehennemi yaşatacağız” diyerek, Türkiye’yi tehdit ediyor. 15 Temmuz
gecesinde F-16’ların, tankların, topların önüne çıkarak, uluslararası üst aklın
ılımlı “İslam projesi” olan “Fetöşizm”e dur diyen bu millet, böyle aklıevvel tehdit sahiplerine de “dur”
diyecektir.
Bugüne
kadar Türkiye’ye düşman birçok terör örgütüyle işbirliğine giden PKK, bugünkü
puslu havadan faydalanarak, FETÖ/PDY ile de işbirliğine girebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder