7 Ekim 2015 Çarşamba

Benim Babam!...


Her çocuğun kahramanı gibi,
Benim de ilk kahramanımdın babam.
Huzur, güven ve umut ışığımız…
Arkamızda ki dayanağımızdın be babam.

Senden ayrı geçen koca yirmi yıl…
Çaresiz kaldığımda sığınacağım bir liman,
Derdimi anlatacak kimseyi bulamıyorum.
Ve gözlerim hep seni arıyor be babam!

Emaneti Sahibi’ne teslim ederken de…
Etrafında kimsecikler yoktu.
Tek başına, garip ve yapayalnızdın, boyun bükmedin.
Bu dünyada hiç kimseye mihnet etmedin be babam.

Seni teneşire yatırdıklarında yanında olamadım.
Ayaklarına bir tas su dökemedim,
Seni, kalbim kadar pak ve temiz olan beyaz örtüye saramadım.
Tabutunu omuzlayamadım…
Mezarına bir kürek toprak atamadım ya!…
O günü hatırladıkça,
Yüreğime ateşten bir ok saplanıyor be koca adam!

Sana sarılmayı, seninle sohbet etmeyi, ellerinden öpmeyi,
O nurani yüzüne son kez bir daha bakmayı,
Cennetsi kokunu doya doya içime çekmeyi,
Ne çok isterdim be babam!

Çocuklar büyüdü.
Fotoğraflarına bakıp seni soruyorlar.
Her anlatışımda, çocukların gözlerinde seni görüyorum.
Onların kahramanı ben değil, sen oluyorsun ya babam!
En çok da buna mutlu oluyorum.

Hatıralarında sana yer verenlerin,
İsmini andıklarında sana duydukları saygıyı gördüğümde,
Bir kez daha
Hayırla ve rahmetle anıyorum seni babam.

Zenginliği, kanaatkârlığı, alçak gönüllülüğü,
Korkusuzluğu, yiğitliği, edebi ve terbiyeyi,
Özce insan olmayı senden öğrendik.
Kabrin nur, mekânın cennet olsun babam.

Memdoğlu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder