Her
çocuğun kahramanı gibi,
Benim
de ilk kahramanımdın babam.
Huzur,
güven ve umut ışığımız…
Arkamızda
ki dayanağımızdın be babam.
Senden
ayrı geçen koca yirmi yıl…
Çaresiz
kaldığımda sığınacağım bir liman,
Derdimi
anlatacak kimseyi bulamıyorum.
Ve
gözlerim hep seni arıyor be babam!
Emaneti
Sahibi’ne teslim ederken de…
Etrafında
kimsecikler yoktu.
Tek
başına, garip ve yapayalnızdın, boyun bükmedin.
Bu
dünyada hiç kimseye mihnet etmedin be babam.
Seni
teneşire yatırdıklarında yanında olamadım.
Ayaklarına
bir tas su dökemedim,
Seni,
kalbim kadar pak ve temiz olan beyaz örtüye saramadım.
Tabutunu
omuzlayamadım…
Mezarına
bir kürek toprak atamadım ya!…
O
günü hatırladıkça,
Yüreğime
ateşten bir ok saplanıyor be koca adam!
Sana
sarılmayı, seninle sohbet etmeyi, ellerinden öpmeyi,
O
nurani yüzüne son kez bir daha bakmayı,
Cennetsi
kokunu doya doya içime çekmeyi,
Ne
çok isterdim be babam!
Çocuklar
büyüdü.
Fotoğraflarına
bakıp seni soruyorlar.
Her
anlatışımda, çocukların gözlerinde seni görüyorum.
Onların
kahramanı ben değil, sen oluyorsun ya babam!
En
çok da buna mutlu oluyorum.
Hatıralarında
sana yer verenlerin,
İsmini
andıklarında sana duydukları saygıyı gördüğümde,
Bir
kez daha
Hayırla
ve rahmetle anıyorum seni babam.
Zenginliği,
kanaatkârlığı, alçak gönüllülüğü,
Korkusuzluğu,
yiğitliği, edebi ve terbiyeyi,
Özce
insan olmayı senden öğrendik.
Kabrin
nur, mekânın cennet olsun babam.
Memdoğlu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder