Mevsimlerden yaz, aylardan ağustos.
Hava sıcak, yıldızlar şaşkın; üşüyor
gece.
Bir sis bulutu çökmüşken yüreğimin
üstüne,
Cırcır böceklerinin senfonisi eşlik
ediyor hüznüme bu gece!..
Kerpiçten evlerde geçmişin izleri.
Duvarlarında hapsolmuş sır ve
gizleri.
Avlusunda annemin dem’e dokunan
sözleri.
Gökyüzüne merdiven olmuş, dut
ağaçları bu gece...
Gölgemde ruhumum kırıkları,
Acıdan lime lime olmuş kelimeler.
Çiçekler donuk, dalında sükût
etmiş gül.
Rüzgâra karışmış nefesin.
Bu gece, evet bu gece;
Gövdesinden kopartılmış ağaç kökü
gibiyim sende...
Memdoğlu...