Yüzüne
perde çekmiş hilâl,
Kalplerde
buruk bir sevinç…
Ulaştırana
şükürler olsun,
Geldi
yine rahmet ayı…
Asılmayınca
mahyalar,
Boyun
büktü minareler…
Söylenmeyince
maniler,
Ritimsiz çaldı davullar.
İftar
sonrası…
Kuş
sesleri misalî…
Çocuk
cıvıltılarıyla yankılanırdı sokaklar...
Caddeler
boş, gökyüzü sessiz…
Yudum,
yudum içildi çaylar…
Misafirsiz…
Cami
ve mescitler garip…
Minberler
endişeli, mihraplar hüzünlü…
Saflar
mahzun…
Durur,
ümmeti bekler…
Ey
sadrımıza inşirah ferahlığı veren Rabbim!...
Ebrehe’nin
fillerinden Kâbe’yi koruduğun gibi,
Kalplerimizi
de nefsin ve şeytanın şerrinden koru…
Selâmete
erdir ümmeti!...
Ne
olur!?..
Memdoğlu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder