Eskiden
ahşaptandı hane kapılarımız…
Eksik
olmazdı misafiri,
Hep
şendi evlerimiz.
Mutlu
olunca anne ve babalarımız,
Çocuklar
gibi sevinir…
Sonsuzluğa
kanat çırpardı yüreklerimiz…
Yastık
altlarında gül kokulu keseler…
El
emeği, göz nuru,
Halılarla
süslenirdi duvarlar.
Karanlığı
aydınlattığı gibi…
Aydınlatırdı
ruhumuzu,
Başköşede
asılı duran lambalar…
Tertemiz
olurdu misafir odalarımız…
Minareden
ezan sesi,
Besmeleyle
açılırdı cümle kapılarımız.
Sobada
çay, ocak da kaynardı aşımız
Şükür
ve kanaat ile…
Bereketlenirdi
o fakir sofralarımız…
Şimdi!..
Demirden
ve çelikten olsa da kapılarımız!...
Gelmez
oldu misafirler,
Mapushaneye
döndü hanelerimiz.
Yozlaştırdık
kültürümüzü…
İsraf
ettik, insanı ve insanlığımızı…
Memdoğlu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder